Son günlerin iş ve siyaset dünyasına mührünü vuran bir söz LİYAKAT….
Peki ama neye göre ve ne konuda olduğu aşikar mı ?
Yok yok böyle bir söz manasını da alıp ‘’su akar yolunu bulur’’ tekerlemesine uygun düşmemeli. Liyakat sözlük manası gibi aslına uygun kullanılmalı ve anılmalı.
Layık olma ve uygunluk… Tek cümlede iki görev.
Öncelikle yapılacak iş ve bu iş için yerleştirilecek görevli bu iki haneli tek cümleye uygun olmalı. O halde bilgi ve pratik aynı çerçeveye sokulup halkın karşısına öyle çıkarılmalı. Yoksa çerçevenin iç hacmi ile dış hacmi arasında sıkışmış bir ucube resim görürsünüz.
Makam ve mevki asla ve asla eş dost ayrımı yapılıp doldurulmamalı. Yoksa zamanla içi boşalan balon misali ya söner, yada fazla genleşme nedeniyle patlar.
Küçük bir misal verecek olursak, bir futbol antrenörlüğüne basketbol koçunu getirirseniz başarılı bir spor adamını kendi ellerinizle başarısızlığa itersiniz. Yada bunun tam tersini düşünün.
Örnekleri çoğaltmak istersek. Bir radyo programcısı elindeki maddi imkanla özel bir radyoda kendine yer bulursa bu onun değil maddiyatının gücüyle gerçekleşmiş olur. Kendi kariyerine bir şeyler kattığını zannetse de radyoculuk adına bir felaketin tıpatıp kendisi olur. Bu felaketin enkazı altında maalesef ki gerçek radyocular ve radyolar kalacaktır.
Bir üniversite hastanesinde eğer konuya hakim ekip kurulmazsa üniversite top yekün başarısızlığa sürüklenir. Alt kademeden tepeye kadar herkes ayrı telden çalar. Ortaya çıkan akordu bozuk çalışma sistemi hastaneye kar yerine zarar, hizmet yerine zulüm getirecektir.
Aynı şekilde medya dünyasında yazılı ve görsel alana baktığımızda, aynı sistem ve aynı başıbozukluk dört nala gidiyor desek yeridir. Haberin ve köşe yazılarının çoğunluğu sapkınlık ve ayrışmadan bahsederken, gerçek medya uzmanları azınlık halinde ülke ve millete hizmet yolunda çaba harcıyorlar. Ne hazindir ki maddi konuda pastayı da reyting uğruna yapılan başıbozuk asparagas haber ve yazılar ve sahipleri paylaşıyor.
Sormak gerek acaba liyakat derken neye göre söylüyorsunuz ?