- Eğer Kur’an’ı çelişkiler kitabı haline getiren din adamları olmasaydı mezhepler olamazdı.
- Eğer Kur'an anlaşılır okunsaydı, din istismarlığı olamazdı.
- Eğer yüzlerce gelenekler din değil; yine gelenek olarak kalsaydı, insanlar daha mutlu olurdu.
- Eğer Kur'an'ın mezarlık, Arapçacılık, Yahudi geleneklerinin uzantıları ve ticaret kitabı olmadığı bilinseydi, "maaşla namaz kıldırma" ve ‘’maaşla ezan okuma’’ diye bir meslekler olamayacaktı.
- Eğer ‘’insanın kendisinden sorumlu olduğu’’ anlaşılabilseydi; insan, başkasının açığını aramak ya da küçük düşürmek için kendisini aşağılatmazdı.
- Eğer ‘’siz sürü değilsiniz’’ ayeti anlaşılsaydı, millet ‘’çoban’’ seçmezdi.
- Eğer bilim ve akıl rehber edinilseydi, sonradan olacak pişmanlık ve üzüntünün nedeni anlaşılıp önceden önlem alınacaktı. Deprem gibi doğal felaketlerde kader deyip suç ‘’Tanrı’’ ya havale edilmeyecekti.
- Eğer insanlar kendilerini bilseydi, dünyaya geliş amacını yine kendisi kolayca çözerdi.
- Eğer oruç ve Tanrı’ya yakarmanın hidayet için yapıldığı şuuru olsaydı, oruç tutmayan ve namaz kılmayanları işten çıkarmak için baskı yapılmazdı. Putlaştırılmış oruç ve namazın insanlığa hiçbir faydası olmadığı anlaşılırdı.
- Eğer ‘’Yaratılmışı hoş gördük yaratandan ötürü’’ sözü dilde kalmasaydı, farklı düşüncelere ve inançlara da saygılı olunurdu.
- Eğer ‘’insanların yarattığı Tanrı yerine, insanları yaratan Tanrı’’ ya inanılsaydı; milyonlarca Alevinin, farklı düşünenin ya da inanmayanın haklarını Diyanet İşleri Başkanlığı yiyemezdi…
Eğer… Eğer… Eğer…
Tembellik, şeytanın bir oyunudur. Başımıza gelenler tembellik, akılsızlık ve peşi sıra gelen ahlaksızlıklar yüzündendir. Yoksa kimse durup dururken bela ile karşılaşmaz.
Zümer Suresi 9; De ki; ‘’Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri öğüt alır.’’
‘’Eğer insan olabilseydin, mutlaka aklını kullanırdın!’’