Din sözcüğü etimolojik olarak ibadetler bütünü anlamına gelir. Ve Arapçaya Farsça’dan geçmiştir. Daena (Orta Farsça) mesela Avesta dini için kullanmış. Bundan sonra Arapça’ da örneğin Fatiha Suresi’nde ‘’Maliki yevmûddin’’ yani din günün anlamında kullanıldığı gibi yargılama günü anlamında da kullanıldığını görüyoruz. Tüm tarihi süreçlere bakıldığında genelde din bir sistem anlamında kullanılır. Yahidi dini, Yahudi sistemini, Hristiyanlık, Hristiyan sistemini, Zerdüştlük Zerdüşi sistemi anlatır. Ve bunlar birbirleriyle de ilintilidir.
Alevilik ayrı bir din ise, bir dinin içerdiği tüm kavramları içermelidir. Yani Tanrısı nedir?, peygamberi kimdir?, şartları nelerdir? Kutsal Kitabı nedir? İtikati, ahkâmları, ameli nedir, ahlak kavramı nasıldır, gibi sorular sorulmalıdır. Ancak Alevilikte bu soruları sorduğumuzda yanıtlar ister tarihi olsun, ister tutarlı bir görüş bu felsefi görüş de olabilir. Hangi hak aşığına, şaire, ozana, bu yolda Veli dediğimiz insanlara bakarsak bakalım. Tabi ki İslam’ ın verdiği yanıtları verecektir.
Bundan hareketle Alevilik bir din değil, bir inançtır. Çünkü dinin içinde inanç vardır, örf vardır, kültür vardır, yorum vardır. Bundan dolayı din aynı zamanda bir sistemdir.
Alevî aşıklarından bakalım mesela Seyyid Nizamoğlu. Aynı zamanda Seyid Seyfi ocağı dedeleri bazıları kendilerini Seyyid Nizamoğlu’na bağlarlar.
Hamdulillah din İslam’ım
Delilim Mustafa geldi
Emirim rehberim Şahım
Aliyül Murteza geldi
Bütün Hak aşıkları Allah, Muhammed Ali diyor.
Buradan hareketle de Alevilik Allah’a (Yaratıcıya) inanır. Peygambere (tüm peygamberlere) iman eder. Ali’yül Murtaza yı yani 7. Yy.’da yaşayan Ali Bin Ebu Talip, ki peygambere en yakın ve çocuk yaştan beri onun terbiyesinde büyümüş bir Veli’yi kendilerine örnek edinirler.
Başka bir durum, ki bu konuda müthiş bir cehalet var.
Alevi sözcüğü…
Alevî = Etimolojik olarak Alawi ‘ den gelir. Yani sonunda Arapça nispet, mensupluk eki vardır. Oradaki arapça waw kelimesi kaynaştırma ekidir. Ali ile Alâ aynı köktendir. Ali’ye bağlı ya da Ali’ ye mensup olan demektir.
Bugün İmam Ali’ye mensup olan Alevi adıyla anılan onlarca kol vardır. Bunların içinde özellikle Horasan erenleri, Abdalan-ı Rum, dediğimiz Karacahmetler, Hasan Dedeler, Geyikli babalar, Hacı Bektaş Veliler, Türklere özgün olan İslamın Ehlibeyt yorumu Aleviliği yaşamış ve Anadolu dan Balkanlara, Kuzey Afrika’dan bugün Avrupa’ya kadar Allah Muhammed Ali diyerek, kadın erkek birlikte ibadet ederek, saz ile Allah’a yalvararak, ceminde secde kıyam ederek, razılık alarak bugün yaşadığımız Aleviliği bugünlere getirmişlerdir.
Ondan sonra gelenler de aynı şeyi yapmıştır. Ör: Kul Himmet:
Her sabah her sabah ötüşür kuşlar
Allah bir muhammed ali diyerek
Şura Suresi 23. Ayet. Ehli Beyte sevgi istiyor.
Ehlibeyt bir ailedir. Mezhep değildir. Bu insanlara bağlılık vardır Alevilik te.
Örneğin Pir Sultan abdal:
Çeke çeke ben bu dertten ölürüm.
Seversen Ali'yi değme yarama.
Ali'nin yoluna serim veririm.
Seversen Ali'yi değme yarama.
Pir sulan abdalım deftere yazar
Hilebaz yâr ile olur mu Pazar
Pir merhem çalmazsa yaralar azar
Seversen Ali’ yi değme yarama