Pandemi sürecinde üretime ara veren tesisler nedeniyle tüm dünyada emtia arzında ciddi düşüşler yaşandığını belirten Özkan, “Pandeminin azalması ile artan talep, düşük arz ve zayıf stok durumu ile karşılaşınca hammadde ve ara mamule erişimin güçleştiğini, bunun doğal sonucu olarak da fiyatların çok hızlı bir şekilde yükseldiğini gördük. Şu anda devam eden savaş nedeniyle de sanayinin ana girdilerinden petrol, kömür ve demir cevheri gibi emtialarda arz güvenliği riske girince, sorun biz müteahhitler açısından daha da büyüdü” diye konuştu.
DEMİR-ÇELİK VE ÇİMENTO SANAYİNDE YATIRIMLAR SÜRÜYOR
Demir çelik ve çimento üretiminin ve tüketiminin, dönemsel olarak artma-eksilme göstermesine rağmen uzun vadede sürekli artma eğiliminde olacağını, talebin sürekli artarak devam edeceğini aktaran Hüseyin Özkan, “Demir-çelik ve çimento yatırımlarının uzun vadede vazgeçilmez ve kârlı yatırımlar olduğu şüphesiz. Bu sektörde ülkemizi başarıyla temsil eden, dünya markası olmuş, ciddi miktarlarda ihracat yapan, yurt dışındaki tesislerinde üretim yapan çok güçlü firmalarımız var. Ülkemizdeki başlıca demir-çelik ve çimento üreticilerinin ciddi miktarda yatırımları devam ediyor. Pandemi, süreçleri bir miktar uzatmış olabilir ancak yatırımlar durmadı” açıklamasında bulundu.
YENİLENEBİLİR ENERJİ ÖZELİNDE YATIRIMLAR ARTACAK
Türkiye’de son birkaç yıldır fosil yakıt bazlı enerji santralleri tarafında kayda değer bir yatırım olmadığını da söyleyen Hüseyin Özkan, “Daha çok yenilenebilir kaynaklar üzerindeki yatırımlar devam ediyor. Yenilenebilir enerjide, endüstriyel boyuttaki yatırımlara ek olarak, örneğin çatı kurulumlu GES’lerde (güneş enerjisi santrali) olduğu gibi, artık daha fazla sayıda son kullanıcının yatırımcı durumuna geçtiği bir dönem yaşıyoruz. Bir de bilindiği üzere inşaatı devam eden ve bizim de görev aldığımız Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaatı sürüyor. Bunun dışında enerji tesislerinin çevre kriterlerine uygunluğuna yönelik devam eden ve planlanan yatırımlar var. Türkiye enerji arz güvenliğinde oldukça gelişmiş bir kapasiteye ve alt yapıya sahip. Dışa bağımlılığı azaltmak üzere gerek yenilenebilir kaynaklara gerekse kendi madenlerimize yönelik projelerin ülkemiz için daha sürdürülebilir olduğunu düşünüyorum. Enerji sektöründe bu yıl belki bir büyük proje daha olmasını, onun dışında yenilenebilir enerji tarafında yatırımların artacağını öngörüyoruz” diye konuştu.
TÜRK MÜTEAHHİTLERİ İLK 3'TE YER ALIYOR
Türk müteahhitlerin küresel ölçekteki durumuyla ilgili de açıklamalarda bulunan Hüseyin Özkan, “Türk müteahhitler olarak dünyanın her yerinde iş yapıyoruz. Sektör olarak yıllardır dünyada kendi ülkesi dışında müteahhitlik hizmeti veren firma sayısı olarak ilk üçte yer alıyoruz. Ancak özellikle endüstri yatırımlarında anahtar teslim kapsam üstlenebilen çok az sayıda firmamız var. İstisnaları saymazsak genelde emek ağırlıklı projelerde yer alıyoruz. Ülkemizde ve firmalarımızda, mühendislik katkısıyla katma değeri yüksek işler yapabilme kapasitesi var. Ancak bu konudaki kabiliyetlerimizi dünya ölçeğinde kabul ettirebilmemiz için pek çok firmamızın önüne sorun olarak çıkan finansman, kredibilite, teminat gücü gibi konuların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Pek çok firmamız bu konuları aşıp yurt dışı pazarlara çıkamıyor” dedi.
YURT DIŞI TALEPLERDE ARTIŞ SÖZ KONUSU
Yurt dışı taleplerin artışı nedeniyle, müstakilen o talepleri değerlendirecek bir organizasyona sahip olmak amacıyla Sintek BV adıyla Amsterdam’da bir şirket kurduklarını ifade eden Hüseyin Özkan, “Yüzde 100 Sintek iştiraki olan bu şirket ile yurt dışı yatırımcılara yabancı rakiplerimiz ile aynı bazda hizmet sunmak, aynı şartlarda rekabet etmek üzere çalışmalarımıza başladık. Kısa sürede gelen taleplerden memnunuz” şeklinde sözlerini noktaladı.
Your browser does not support the video tag.
Yorum Yazın