Güneş, İngiliz ekipleri Manchester City ile Chelsea arasında 29 Mayıs Cumartesi günü Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanacak 2021 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinin resmi internet sitesine açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin daha önce de "Devler Ligi" finaline ev sahipliği yaptığını hatırlatan deneyimli teknik adam, "Çok büyük bir organizasyon olduğunu kabul etmek lazım. Daha önce de yaptık, Türkiye'nin bir tecrübesi var. Federasyonumuz sağ olsun, bu konularda öncülük de yapıyor. Aslında büyük de bir bedel ödüyor, final için Olimpiyat Stadı'nda büyük hazırlıklar yapılıyor, stadyum ve altyapı yenilenip eksikler gideriliyor. Ülkenin imajı açısından, dünyanın her tarafından gelecek olan futbolseverlere iyi bir sunum yapılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Final maçına gelecek futbolseverlerin İstanbul'da en iyi şekilde ağırlanması gerektiğini aktaran Güneş, "Kulüpler bazında Avrupa'da oynanan bu turnuva, diğer kıtalarda oynanan şampiyonalara nazaran daha tepede yer alır. Dünyanın en iyi oyuncularının izleneceği bir maç olacaktır. Böyle organizasyonlar aynı zamanda sosyal ve ekonomik tanıtım organizasyonlarıdır. İstanbul, dünyanın en büyük ve güzel şehirlerinden biri ve gelecek olan taraftarların maça gelmesi kadar maçtan önce Türkiye'de kalıp gezmesi ve İstanbul hakkında pozitif imaj edinmesi de çok önemli." ifadelerini kullandı.
Finale kalmak için iyi ve üst seviyedeki takımların mücadele ettiğine değinen Güneş, şunları kaydetti:
"Aynı zamanda kendi liglerinde de ağır bir mücadele olduğu için zaman zaman bazı maçların tempoları ve oyun yapıları renklilik göstermese bile oyuncu kalitesi ve takımların büyüklüğü nedeniyle UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde en güzel maç ortaya çıkar diye bekliyorum."
"Daha büyük organizasyonlar verilecektir"
Şenol Güneş, yeni organizasyonlar almak için fiziki koşulların yanı sıra ekonomik koşullar ve insan ilişkilerinin de önem taşıdığını ifade ederek, "Hem Türk futbolseverlerin hem de diğer takımların taraftarlarının mutlu bir şekilde ayrıldığı bir karşılaşma olursa, İstanbul'a ve hatta ülkemize daha büyük organizasyonların verileceğini de düşünüyorum." şeklinde görüş belirtti.
Güneş, Beşiktaş'ı çalıştırdığı dönemde UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yakaladıkları başarıyla ilgili soru üzerine şunları kaydetti:
"Tabii ki bir heyecanı var, zaten ülkeni temsil ediyorsun. Sadece UEFA Şampiyonlar Ligi'nde değil Avrupa'da, dünyada yarışıyorsanız en iyisini yapmalı ve iddialı olmasınız. Bunu başaracağınızı göstermelisiniz. Önce kendinize inanmanız gerekiyor, sonrasında yarışa çıkmanız lazım. Böyle önemli bir organizasyonda hem oyuncu olarak hem kulüp olarak bulunduğunuz zaman yürekten, içten ve yüzde 100'ünüzü vererek oynamanız lazım. Beşiktaş'ta bunu yaptığımızı düşünüyorum. Biz katıldığımızda o heyecan çok iyiydi ve kendimize güvenimiz vardı. Oynadığımız oyun sonuçlara da yansıdı. Denk görünen gruptan birinci olarak çıktık. Bayern Münih ile üst turda oynadığımız maçta da 10 kişi kalana ve ilk golü yiyene kadar aslında iyiydik. Bizim oyun yapımıza uygun oynadık. Takım yapılanmasındaki ekonomik gücümüz bize göre yeterli olmasına rağmen Bayern Münih'e nazaran eksikti ve rakibe göre güçsüz kaldık. Yediğimiz gollerden sonra turnuvadan elendik. Başından itibaren coşkusuyla, heyecanıyla, katılımıyla, oynanan futboluyla ve seyircisiyle müthiş bir atmosfer vardı. Çok güzel organize edilmiş bir turnuvaydı ve katılan takımların hepsi de güçlüydü."
"Başarılar gözlerin Türkiye'ye çevrilmesini sağlıyor"
Güneş, milli takım ve kulüpler düzeyinde kazanılan başarıların Türk futbolunun pazarını büyüttüğünü ifade etti.
Milli takımın yanı sıra Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Galatasaray'ın Avrupa'daki başarılarının önemine dikkati çeken Güneş, "Bu başarılar gözlerin Türkiye'ye çevrilmesini sağlıyor. Takımlarımızın Avrupa'daki başarısı Türk futbolunun pazarını büyütüyor. Birçok oyuncumuzun gidişini de yine buna bağlıyorum. İnsanlar oyuncularımızın yurt dışına gidişini yabancı sayısına bağlıyorlar. Ama aslında Türk oyuncular modern futbolu futbol adına en iyi şekilde oynayabileceklerine inandıkları ve insanların yalnızca üst sıralarda yarışan takımları değil daha altındaki takımları da çok takip etmeye başladıkları için gidiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın