Faizde ve kurda çok önemli dalgalanmalar olduğuna belirten Işın Çelebi, 2022 yılının yeniden güven ve huzur ortamının sağlandığı bir yıl olması gerektiğini belirtti. Merkez Bankası Başkanı’nın mart ayından sonra görevine başladığını ifaden Prof. Dr. Işın Çelebi, “Kesintisiz 4-5 yıl görevine devam etmeli. Türkiye’nin mutlu ve huzur içinde yoluna devam etmesi için istikrara ihtiyaç var” dedi.
GÜVEN ORTAMI İÇİN ÖNCELİKLE NE OLMALI?
Belirsizlik halinin ortadan kalkmasının önemine değinen Prof. Dr. Işın Çelebi, “İnsanlar, ekonomik göstergelerden kuşku durmamalı, endişe etmemeli. Yani herkes, kur şu noktaya kadar yükselecek, faiz bu olacak diyebilmeli” dedi.
Akdeniz Üniversitesi’nde Prof. Dr İsmail Tufan ve ekibinin yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’de şu anda 8 milyondan fazla 65 yaş üstü emekli olduğunu ifade eden Prof. Işın Çelebi, “Aldıkları ücret 3.000 liranın altında. Müthiş bir gelir dağılımı bozukluğu var. Bu anlamda gelir dağılımın yeniden düzenlenmesi lazım. Asgari ücret artışı oldu, vergi muafiyetleri oldu ama bunlar emeklilere yansıtılmadı henüz. Bu 8 milyondan fazla emekli bu koşullarda yoksullaşma sınırlarını aşmış durumda, yaşam sıkıntısı içinde. Oysa herkesin kendini güvende hissedeceği bir yaşam düzeyine ihtiyaç var” açıklamalarında bulundu.
“GELİRLER NE KADAR ARTIRILSA DA ENFLASYON KARŞISINDA ERİYOR”
Enflasyon anketine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Işın Çelebi, öncelikle ekonominin bir bilim olduğunu vurgulayarak, 2022’de her şeye sıfırdan başlamak gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Işın Çelebi, “Anketteki en düşük Aylık TÜFE oranı 5.5 ve yıllık en düşük TÜFE tahmini ise 26.4. 54 olan üretici fiyat endeksinin de 55-56 olduğunu farz edelim. Ortalaması 37’yi geçiyor. Bu çok yüksek bir enflasyon. Gelir dağılımını ve yaşam standartlarını darma duman ediyor. Çarşıyı pazarı çok etkiliyor” dedi.
“GLOBAL ENFLASYONUN ETKİLERİNİ 2022’DE HİSSEDECEĞİZ”
Prof. Dr. Işın Çelebi, global enflasyon ile yurt içi enflasyonun iç içe geçtiğini dile getirdi. Türkiye’nin henüz global enflasyonun etkilerini hissetmediğini belirtti. Bunun büyük sorun yaratacağı değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Işın Çelebi, “FED, bugün ABD’de enflasyon oranı yüzde 6,3’e çıkarmış, yüzde 7’ye çıkma ihtimali de var. Bundesbank, Almanya’da yüzde 5 oranında bir enflasyon olduğunu söylüyor. Bu son 30 yıl için Almanya’daki en yüksek rakam” diye konuştu.
Türkiye’nin ise Merkez Bankası’nın yeni yayınladığı rapora göre enflasyon hedefini orta vadede yüzde 5 olarak belirlediğini hatırlattı. Türkiye’nin eğer AB yolunda ilerlemeye devam edecekse, bu yüksek enflasyon olayını çözmesi gerektiğinin altını çizdi.
“TOPLUMDA HUKUK VE ADALET DÜZENİN NET OLMALI”
Prof. Dr. Işın Çelebi açıklamalarını şöyle sürdürdü.
“Yani biz 2022’de enflasyon oranını yüzde 25’lerden alıp hangi noktaya indireceğiz? 2023 yılında yüzde 5 enflasyona ulaşabilecek miyiz? Almanya’nın bugün yüzde 5,3 oranında bir enflasyona eriştiği noktada, Türkiye olarak 2 -3 yıl içinde bu orana ulaşmamız için ne yapmamız lazım? Bunların yanıtları belli. Biz bunları yaptık daha önce. Yabancı sermaye girişinin mutlaka artırılması şart. Bunun için de toplumda hukuk ve adalet düzenin net olması gerekiyor. Herkesin sisteme güven duyması lazım. Enflasyon ancak güven ortamında düşer. Yabancı sermaye, güvensiz ortama girmez.”
“2005 – 2010 ARASI ENFLASYONLA MÜCADELE EN BAŞARILI YILLAR”
Türkiye’nin enflasyonla mücadelede en başarılı olduğu dönemin 2005 – 2010 arası olduğunu ifade eden Prof. Dr. Işın Çelebi, “Bu dönemde AB’ye tam üyelik yolunda adımlar atıldığı için 100 milyar dolarlık kaynak girişi oldu ve Türkiye’de piyasalar sakinleşti. Türkiye’ye yabancı sermeye girişi oldukça, yüksek teknoloji ürünleri girdikçe ve uluslararası alanda rekabet gücü arttıkça enflasyonun düştüğünü gördük” dedi.
Pandemi nedeniyle dünyada da fazla para basıldığına belirten Prof. Dr. Işın Çelebi, “FED’in faiz artırmaya ihtiyacı var. 3 dönem artıracağını söyledi ama yapamayacak. ABD’nin borcu toplam 29 trilyon dolar. GSMH ise 14 milyar dolar düzeyinde. Faizi artırdığı sürece eksi yazmaya başlayacak. Bu faizleri ödeyemez. Likidite genişlemesi, pandemi döneminde belirli bir istikrar sağladı. Bu borç yapısı içinde faiz oranlarını artırabileceklerini düşünmüyorum. Biz bu durumun etkilerini 2022’de hissedeceğiz. Bu anlamda enflasyonla mücadelede döviz arzını artırmamız gerekiyor. Hem ihracatla hem de yabancı sermaye ile. Piyasa dengesini kendi mekanizması içinde sağlamamız gerekiyor” gelecek yılla ilgili beklentilerini dile getirdi.
Yorum Yazın