CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tekirdağ'da Büyükşehir Belediyesi'nin yeni hizmet binasının açılışını gerçekleştirdi. Açılış töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, hukuk ve adaleti sağlayacaklarını belirterek, "Hukuku ve adaleti mutlaka ama mutlaka sağlayacağız. Bundan bütün dostların emin olmasını isterim. Bütün çalışanların emin olmasını isterim. Biz, demokrasi için düşünce özgürlüğü için çalışanların haklarının korunması için 6 lider bir araya geldik. Yeniden Türkiye'yi inşa edeceğiz, demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz, bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Ancak Türkiye'nin büyük sorunlar yaşadığını ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz. Az önce büyükşehir belediye başkanımız konuştu. Binayı kredi verme sözü veriyorlar ama temel atıldıktan bir süre sonra krediyi kesiyorlar. Niçin? Efendim büyükşehir belediyesi bir binayı bile yapamadı propagandası için ama biz şunu yaptık; bütün belediye başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim. Size her türlü engeli çıkaracaklar ama sizin göreviniz şikayet etmek değil engeli aşacaksınız ve gereği yapacaksınız ve başkanımız da böyle yaptı bu binayı bitirdi" dedi.
'TEKİRDAĞ 3 KEMAL'LER DİYARI'
Tekirdağ'ın, Marmara Bölgesi ve Türkiye için özel önemi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Evet, 3 Kemal'lerin kenti. Burası tarihi bir kent, aynı zamanda kadim bir kent. Bu kadim kente hizmet etmek de çok güzel bir şey. Dolayısıyla bu güzelliği Tekirdağlılara yaşatan değerli büyükşehir belediye başkanımızı hepinizin huzurunda yürekten kutluyorum, sağ ol başkan. Sadece işçinin umudu değil esnafın da umudu, çalışanların da umudu. Bu ülkeye hizmet eden, alın teri döken herkesin umudu, kimse unutmasın bay Kemal olacaktır. Bizim saraylarda oturma gibi bir amacımız yok. Biz halk gibi yaşamak isteriz. Mütevazı yaşamak isteriz. Her evde huzurun olmasını isteriz. Her evde bereketin olmasını isteriz. Herkesin iş sahibi olduğu, herkesin huzur içinde çalışabileceği ortamların olmasını isteriz. Temel amacımız daha güzel bir Türkiye, yaşanabilir bir Türkiye, huzurlu bir Türkiye, kadın erkek eşitliğinin olduğu bir Türkiye; bunu isteriz biz" diye konuştu.
'Kılıçdaroğlu, bazı ciddi gelişmeler olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bazı ciddi gelişmeler var. Merkez Bankası politika faizini bir puan indirdi. Vatandaş sanıyor ki bizim de faizimiz düştü. Hayır efendim. Taksicinin faizi düşmedi, esnafın faizi düşmedi. Sanayicinin faizi düşmedi. Hiç kimsenin faizi düşmedi ama bankaların faizleri düştü. Merkez Bankası'ndan kredi alacak olan bankaların faizi düştü. Bankaların faizi düştü ama bankaların vatandaşa verdikleri kredinin faizi düşmedi. O faiz giderek arttı. Faizlerin hangi noktaya geldiğini, izlenen ekonomi politikasının ülkeyi nereye götürdüğünü bir rakam vererek açıklayacağım. Son 6 ayda bir daha söylüyorum. Son 6 ayda bankaların karı yüzde 400'ü aştı. Yüzde 400'ü aşıyorsa bankaların karı, bankalar olağanüstü faiz geliri elde ediyorlar demektir. Demek ki 'faize karşıyım' edebiyatı yapıp, bankalara final çevrelerine belli gruplara, '5'li çete'lere kaynak aktarıldığını hiç kimse unutmasın. Neden '5'li çete'lere kaynak aktarılıyor? Eğer yolu yapıyorsanız 1000 liraya, ona 5 bin liralık garanti veriyorsanız, gelir garantisi cebinizden 4 bin lirayı alıyorlar demektir. Kim ödeyecek 4 bin lirayı? Bu ülkenin fakiri fukarası, işçisi, emeklisi hep beraber ödeyeceğiz. Yine bir şey yaptılar kur korumalı mevduat. Kur korumalı mevduatın o olması için çok paranızın olması lazım. Bankaya yatırmanız lazım. Bankaya yatırdınız, bir faiz garantiniz var, faizi alıyorsunuz. İki; döviz garantiniz var, döviz yükselirse parayı alıyorsunuz. Üç; vergi muafiyetiniz var ayrıca vergiden de muafsınız. Emekçi kardeşlerim unutmayın asgari ücret alırken vergi veriyorsunuz ama 6 ayda 60 milyar lira faiz alanlar 1 kuruş bile vergi ödemiyorlar. Bir daha ifade edeyim. Asgari ücretli, çiftçiye, emekli yaptığı her türlü alışveriş dolayısıyla vergi öderken kur korumalı mevduata para yatıranlar 6 ayda 60 milyar 600 milyon lira gelir elde ettiler. Bunun için 5 kuruş bile vergi ödemeyecekler. O var olan iktidarın 'faizi indirdim' edebiyatı yapan iktidarın aslında bir avuç tefeciye çalıştığını bütün dünyaya ben de anlatacağım, siz de anlatacaksınız. Beraber birlikte anlatacağız."
'VİCDANINIZIN SESİNİ DİNLEYİN'
Döviz kurlarının yükselmesine değinen Kılıçdaroğlu, "Şu soru aklınıza gelebilir. Dolar yükseldi, avro yükseldi, ne olur? Bir bütün milli değerlerimiz yabancı para karşısında değer kaybeder. Diyelim ki önemli bir milli bankamız var. Daha önce 10 milyar dolarken değeri birdenbire 5 milyar dolara düşüyor. Türkiye dünyanın en ucuz ülkesi haline geldi ve dolayısıyla bütün milli kuruluşlarımız, arsalarımız hatta dairelerimiz çok düşük bedellerle artık satılır hale geliyor. Bu bağlamda her birimizin sorumluluğu var. Benim var, ben bunun farkındayım ama bu ülkede çalışan herkesin, üreten herkesin, alın teri döken herkesin sorumluluğu var. O sorumluluğun bilincinde olarak yarın sandığa gideceğiz ve oylarımızı kullanacağız. Sizden istediğim şudur; sandığa gittiniz, oy kullanacaksınız. Bütün ön yargılarınızı bir tarafa bırakıp vicdanınızın sesini dinleyin. Bu ülkeyi dinleyin. Bu ülkenin işsizlerini dinleyin. Bu ülkenin yoksullarını dinleyin. Bu ülkede yatağa aç giren çocukları dinleyin. '5'li çete'lere çalışanları düşünün. Bir de halk için vatandaş için herkes için çalışanları düşünün. Bizim hedefimiz herkes için çalışan, ülke için çalışan, alın teri döken, döktüğü, alın terinin karşılığını alan herkes için çalışmak bizim boynumuzun borcudur. Bunu mutlaka hayata geçireceğiz. Herkesin böyle bilmesini isterim" dedi.
'MİLLETİN EKMEĞİ İLE OYNAYANIN EKMEĞİ OLMAZ'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası'nın faiz uygulamasını eleştirerek, şunları söyledi:
"Bu Merkez Bankası'nın yönetiminin iradesiz yönetimin saraydan talimat alıp karar alan yönetimin milletin ekmeğiyle oynaması demektir. Milletin ekmeği ile oynayanın ekmeği olmaz değerli arkadaşlar. Bunun böyle bilinmesi lazım. Bunun da her tarafta, sizler tarafından her yerde, her tarafta anlatılması lazım. İşin özeti asla umutsuzluğa kapılmayın. Asla bu ülkenin güzel bir ülke olduğunu, bu ülkenin zengin bir ülke olduğunu, bu ülkenin kaynaklarının doğru kullanıldığında sadece kendi bölgesinde değil; Orta Doğu'da ve Avrupa'da en güçlü ülke olacağını, herkesin iş bulacağını, herkesin hakkı ettiği, hak ettiği ücreti alacağını da kimsenin unutmamasını isterim. Bu çerçevede hareket edeceğiz, bu çerçevede çalışacağız. Ben burada olmaktan son derece mutluyum. Güzel bir bina açıldı. Bu bina Tekirdağ'a ve Tekirdağlılara hizmet edecek ama aynı zamanda sadece merkeze değil, bütün ilçelerine de hizmet edecek. Kadınına, gencine, yaşlısına, herkese hizmet edecek. Aynı zamanda kültürel açıdan da değerlendirilmesi gerektiğini sayın başkana söyledim. Sayın başkan kültürel açıdan da bu binanın değerlendirileceğini ifade etti. Hepinize teşekkür ederim. Hepiniz sağ olun, var olun. Hepinize şükran borçluyum. Bir şey daha sakın unutmayın. Neydi? Geliyor gelmekte olan. Sakın unutmayın. Az kaldı göreceksiniz, göreceksiniz; hep beraber Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. Hiç kimse düşüncelerinden ötürü hapse atılmayacak. Bu ülkeye demokrasi, adaleti, hukuku mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Bu bizim sözümüzdür. 6 lider bu konuda söz verdi. 6 liderin ikrarıdır ve bunu gerçekleştireceğiz."
Yorum Yazın