Eserlerde yapılan incelemeler sonrasında Irak'a ait olduğu belirlenen üçü Abbasi dönemine ait, ikisi Fatımi dönemine ait sikkelerle birlikte, Sümer dönemine ait taş eser İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenerek, teslim töreni düzenlendi. Öğle saatlerinde başlayan törene, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı ve Irak Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Khalel Ibrahim Mahmood katıldı.
Törende konuşan İbrahim Mahmood, "Iraktan kaçırılan eserlerin Türkiye Cumhuriyeti tarafından tespit edilip, Irak'a teslimi için düzenlenen bu törene katılmak bizim için bir onurdur. Dost Türkiye Cumhuriyeti'nin girişimlerine ilk defa şahit olmuyoruz. Irak'tan kaçırılıp Türkiye ele geçirilen 2008'den itibaren 81 eser Büyükelçiliğimize teslim edilmişti. 2019'da Hatay Arkeoloji Müzesi'nde benzer bir törenle eser teslimi düzenlenmişti. Irak ve Türkiye'nin tarihi topraklarında keşfedilen bu eserler küresel ve kültürel bir mirastır. Önceki uygarların ve insanların miraslarıdır. Bu medeniyetlerin miraslarını korumak ve asıl topraklarında yaşatmak tüm ülkelerin omuzlarına düşen bir görevdir. Bu görevi Türkiye Cumhuriyeti de başarıyla üstlenmektedir. Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti'ne ve bu eserlerin tespiti ve temini ve teslimi için çalışan her yetkiliye huzurlarınızda teşekkür ediyorum" dedi.
"TALEP BEKLEMEDEN İADE EDİYORUZ"
Eserlerin teslim süreci hakkında konuşan Gökhan Yazgı, "Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış kadim bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu sebeple çok zengin ve çok çeşitli kültür varlıklarına ev sahipliği yapıyoruz. Kültürel mirasımızı araştırmayı, korumayı ve insanlığın hizmetine sunmayı temel vazifemiz sayıyoruz. Hangi çağa ve döneme ait olursa olsun kültür varlıkları ait olduğu topraklarda yaşayan insanların kimliklerine ait bir parçadır. Bu yüzden özellikle yasadışı yollarla elde edilen ve coğrafyalarından koparılan tarihi eserlerin ülkelerine geri dönmesi ülkemiz için büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye olarak yasadışı yollarla ülke dışına çıkarılmış eserlerimizin takip ve iadesi konusunda titizlikle çalışıyoruz. 2002'yılından itibaren 9 bin 36 kültür varlığımızın ülkemize iadesini sağladık. Aynı hassasiyeti, başka ülkelerden kaçırılan yasadışı eserlerin ülkelerine dönmesi konusunda da gösteriyoruz. Eserlerin ülkemize iadesinde verdiğimiz önem kadar, koleksiyonumuza yasadışı şekilde başka ülkelerden tarihi eserlerin girmemesi için de çalışıyoruz. Suç unsuru haline gelen eserler için köken ülkeden talep beklemeden iade ediyoruz. Çin, Kazakistan, Irak ve Mısır'a iadeler gerçekleştirdik. Gururla söylemek isterim ki, BM Güvenlik Konseyi ve Unesco 1970 gibi sözleşmelerimizin gereğini titizlikle yerine getiriyoruz. Bugün teslim edilecek sikkelerin savcılık tarafından yapılan soruşturmasında Irak'tan çıkarıldığına yönelik ifadelere ulaşılmıştır. Irak'a teslim edilecek bir diğer eser ise bir koleksiyoner tarafından müzayededen yasadışı olduğu bilinmeden alınmış bir taş heykelden koparılmış parçadır. İstanbul Arkeoloji müzeleri uzmanlarınca eserin üzerindeki Sümerce yazıdan Irak'a ait bir taşınmaz kültür varlığı olduğu tespit edilmiştir. Koleksiyoncu eserin kökeni hakkında bilgilendirilmiş, kendisi iyi niyetle eserin haklarından vazgeçmiş ve eseri Irak'a iade edilmek üzere müzeye bağışlamıştır. Bu sikkelerin yakalanmasını sağlayan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğümüze de teşekkür ediyorum. Eserlerin Irak'a ait olduğunun tespitini yapan İstanbul Arkeoloji Müzesi yetkilileri ve uzmanlarına teşekkür ediyorum. Biz birlikte daha güçlüyüz" dedi.
Tarihi sikkeler geçtiğimiz yıllarda emniyet güçlerinin çalışması sonucunda 2 kişinin üzerinde yapılan aramalarda yakalanmış, yasadışı olarak ülkeye sokulduğu tespit edilerek, Kültür ve Turizm Bakanlığı ekiplerince inceleme altına alınmıştı. Sümer dönemine ait taş eser ise Türk bir koleksiyoncu tarafından ülke dışında yapılan bir müzayedede satın alınmış, daha sonradan Irak'a ait bir tarihi eser olduğu anlaşılmıştı. Eserler daha sonra Irak'a götürülmek üzere Khalel İbrahim Mahmood'a teslim edildi.
Yorum Yazın