Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin nötr karbon hedefi doğrultusunda AB Türkiye Delegasyonu ortaklığında, 'AB İklim Diplomasisi Haftası 2022' etkinlikleri düzenlendi. Kentteki bir otelde yapılan etkinlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi üyeleri, Genç Gönüllüler ve Akdeniz Üniversitesi'nden öğrencilere, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerinden dünyayı koruma ile iklim mücadelesi konusundaki çalışmalar anlatıldı. Paydaşlar için bilgi ve eylem arasında köprü kurmak, faaliyetleri ve iyi uygulamaları sergilemek ve daha fazla eylemi teşvik etmek amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte, gençlerin de fikir ve önerileri dinlendi.
'2100'LERDE DENİZ SEVİYESİ 2 METRE ARTACAK'
'İklim Değişikliği ve Antalya'nın Dayanıklılığını Artıracak Riskler ve Fırsatlar' adlı panelde konuşan Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. İhsan Çiçek, dünyada ortalama sıcaklığın son 10 yılda 1,09 derece arttığını vurguladı. Prof. Dr. Çiçek, artışın karada 1,59 derece, denizler üzerinde 0,88 derece yaşandığını dile getirdi. Deniz seviyesindeki artıştan bahseden Prof. Dr. İhsan Çiçek, "Son 10 yılda ortalama deniz seviyesinde her yıl 3,7 milimetre artış yaşandı. 2100'lerde deniz seviyesi 2 metre, 2150'de 5 metre artacak. Bu insan etkisiyle olan bir şey. Son 1000 yılın en düşük buzul örtülerini yaşıyoruz. Mutlak bir iklim değişikliği kavramıyla karşı karşıyayız" dedi.
'ANTALYA'DA 2100'LÜ YILLARDA 40 GÜN NORMALİN ÜZERİNDE SICAKLIK YAŞAYACAĞIZ'
Dünya genelinde 2050 yılına kadar ortalama sıcaklığın 3.7 derece, Akdeniz çanağındaki ülkelerde, Antalya'da ise 6 derece kadar artışın öngörüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Çiçek, sıcaklık yükselmesinin orman yangınlarını fazlalaştıracağını söyledi.
Avrupa'da 2022 yılında yaşanan sıcak hava dalgası nedeniyle çok sayıda kişinin öldüğünü belirten Prof. Dr. Çiçek, "Biz sıcak hava dalgasının kenarında kaldık. Akdeniz'de 1950-1960 yıllarında ortalama 2 gün sıcak hava dalgası yaşanırken 2050 yılına kadar 13 güne çıkma olasılığı var. Antalya'da 2100'lü yıllarda 40 gün normalin üzerinde sıcaklıklar yaşayacağız. Antalya'da sıcak hava dalgaları akşam daha yoğun yaşanacak. 1950 ile 1960 yıllarındaki istatistiki normal kabul edersek, akşam sıcak hava dalgası arttı. Bu da Antalya'da insanın refah ortamını yaratmak için 2,5 katına yakın enerji kullanımı gerektiriyor. Yılda ortalama 2 bin 700 orman yangını oldu. Yangın başına 8 hektar civarında alan zarar gördü. Kurakçıl ormanlarımız bulunduğu için yangına riskli halde" diye konuştu.
'ANNE SÜTÜNDE BİLE MİKROPLASTİKLERE RASTLANDI'
'Gezegenimiz İçin' başlıklı panelde konuşan serbest dalış rekortmeni ve UNDP Türkiye Sudaki Yaşam Savunucusu Şahika Ercümen, dalışlarında ve su altı temizliği etkinliklerinde karşılaştığı kirliliği anlattı. Dalışında deniz dibinde çok sayıda plastik atık gözlemlediğini dile getiren Ercümen, "Geçen hafta şezlong ile karşılaştım. Her dalışımda neredeyse ev düzebilecek kadar farklı eşyayla karşılaşabiliyorum. Kimisi koltuk, mangal, ızgara, tekerlek, ayakkabı atmış. Bunların en kötü yanı deniz canlılarıyla buluşmasına şahit olmak. Caretta carettayı boynuna, ayağına ip dolanmış görüyoruz. Bazılarını kurtarıyoruz, bazılarını kurtaramıyoruz. Dünyamızın 4'te 3'ü suyla kaplı ve denizler, su altı ormanları soluduğumuz havayı temizliyor. Biz denizleri kirlettiğimizde sularımız, gıdalarımız kirleniyor. Hepimiz haftada bir kredi kartı büyüklüğünde plastik yiyoruz. Anne sütünde bile mikroplastiklere rastlandı. Bu çok üzücü" dedi.
MEYER, TERÖR SALDIRISINI KINADI
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut ise İstanbul'da yaşanan terör saldırısını kınadığını söyledi. Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara şifa dileyen Landrut, terör tehdidi karşısında omuz omuza durulması gerektiğini belirtti. İklim değişikliğinin sonuçlarının son 7 yılda daha da kötüleştiğinin görüldüğünü anlatan Landrut, şunları söyledi:
"Son birkaç yılda iklim değişikliği, küresel ısınma etkilerini geçmişten daha fazla hissettik. Burada önemli olan devlet başkanları tarafından anlaşmalar yoluyla verilen sıfır emisyon kararına, 2050 yılına kadar ulaşmak çok önemli. Verilen kurallara uyarak bu hedeflere ulaşmak çok önemli. AB, Türkiye önemli karar aldı. Burada başarılı olmamızın tek yolu birlikte çalışmak. Kararları alması için hükümetlere, iş dünyasına ihtiyaç var. Gençler olmazsa atılan adımlar boşa gider. Gençler, çevre dostu ürünler talep ederseniz, üreticiler bunu üretir. Gençten yaşlısına tüketici davranışı çok önemli. Gençler olarak sizlerin ve herkesin kişisel katkısı olmalı. Hepimiz tüketimimizi azaltır, yediklerimize, atıklarımıza dikkat etmeliyiz. Küçük katkılar bir araya gelip, dünyanın seyrini değiştirecek. Ortak gezegenimiz ama gelecek sizin. Gençler ileriki nesillere bunu duyurmalı."
'KATILIMCILAR HEDEFLERİNİ YÜKSELTMELİ'
Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinde süren Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nden anlamlı kararlar çıkmasını beklediklerini vurgulayan Landrut, "Şu anda ihtiyacımız olan, beklediğimiz Şarm el-Şeyh'ten anlamlı kararlar çıkması. Katılımcılar hedeflerini yükseltmeli. Ulusal katkı beyanlarını daha katı hale getirmeleri, daha çok beyan etmeleri ve bunları uygulamaları. Bir iyi ve bir kötü haber var. Kötü haber, hayata geçirilen tedbirlere göre küresel ısınmayı 1,5 derecede sınırlayamayacağız. Belirgin derecede üstünde. İyi haber, alabileceğimiz tedbirler etki yapabilir, 1,5 derece hedefine mümkün olduğunca yaklaşmamızı sağlayabilir. Elimizde böyle bir şey var. Yapabiliriz. AB liderlik yapmaya hazır. Sadece sözle değil finansal olarak da öncülük yapacak. Türkiye ile yürüttüğümüz programlar var. Artık 'bir şeyler yapmak gerek' demeyi bırakıp 'nasıl bir şeyler yapacağımızı' konuşmalıyız" diye konuştu.
'YAPMAMIZ GEREKEN SÜRECİ HIZLANDIRMAK'
İklim değişikliği konusunda ülkelerin uygulamalarının önemine değinen Landrut, "Uygulamanın ulusal düzeyde yapılması gerekiyor. Bazen ulusal düzeydeki uygulamada gecikme oluyor. Yapmamız gereken süreci hızlandırmak. Karbondioksit emisyonu hedefine ulaşmalıyız. Çözümü biliyoruz sadece adım adım hızlı şekilde uygulamamız gerekiyor" dedi.
'AB OLARAK KARMAŞIK DURUM KARŞISINDA KALDIK'
Salondaki katılımcının nükleer enerjinin yeşil enerji kapsamında değerlendirilmesi hakkındaki sorusu üzerine Landrut, şunları söyledi:
"Bu durum çok ciddi. AB olarak karmaşık durum karşısında kaldık. Her devlet belki geçmişte farklı enerji politikaları uygulamış. Biz yeşil enerjiye geçişi üretimi desteklerken bir yandan da gerçeklikle karşı karşıyayız. Ara dönemde bir miktar birbirinden farklı enerji kaynakları kullanılmaya devam edecektir. Sorunuzda geçen karar, taksonomi kararı alındığı zaman kendimizi karmaşık durumda bir ödün vermek zorunda buluyoruz. Güzel yanı en azından doğru yola gidiyoruz. Zor olan durumun karmaşık ve kompleks olması. Ortak bir taahhüdümüz mevcut. Yeşil enerjiye geçiş taahhüdümüz bulunuyor. Önümüzde yönetmemiz gereken geçiş süreci var."
Yorum Yazın