Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş Lozan Barış Antlaşması'nın 98. yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı.
“Lozan cephede Türk’ün tokadını yiyenlerin bir hezimeti, Türk milletinin ise büyük bir başarısıdır.” diyen BTP lideri, “Lozan’daki gizli madde nedeniyle madenlerimizi işletemiyoruz” iddiasının da işgalciler ve yerli işbirlikçileri tarafından üretilen profesyonel bir yalan olduğunu söyledi.
İŞTE O MESAJ
"Şanlı bayrağımız altında özgürce yaşayabilmemizi sağlayan adımların ardı ardına atıldığı tarihi günlerin yıldönümlerindeyiz. Önceki gün milli mücadelenin mihenk taşı olan, “Manda ve himaye kabul edilemez” ilkesinin hafızalara ve gönüllere kazındığı Erzurum Kongresi’nin ve yine Hatay’ın anavatana katılışının yıl dönümüydü. Bugün ise bağımsızlığımızın uluslararası düzeyde tescillendiği Lozan Barış Antlaşması’nın yıl dönümü.
İsviçre’nin Lozan kentinde aylar süren müzakerelerin ardından imzalanan antlaşma ile milli mücadele sonucu elde ettiğimiz kazanımlar tescillenmiş, Türkiye Cumhuriyeti daha henüz 1 yaşını bile doldurmadan büyük bir diplomatik başarıya imza atılmıştır. Bugün hala o diplomatik başarı sayesinde ve çerçevesinde varlığımızı sürdürmekteyiz.
Bu bakımdan müzakereleri baştan sona büyük bir titizlikle takip eden ve her aşamasında İsmet İnönü başkanlığındaki Türk heyetini yönlendiren Kurucu Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyoruz.
Üzerinden bir asır geçmesine rağmen Lozan’ın hala birileri tarafından hedef alındığını üzüntüyle takip etmekteyiz. Bu hedef almanın arka planına baktığımızda karşımıza milli mücadelede Mustafa Kemal liderliğindeki Türk halkından ağır bir tokat yiyen işgal ülkelerinin ve yerli işbirlikçilerinin çıktığını görüyoruz. Bu kesimin, ‘Lozan hezimettir’ iddiası, aslında kendileri açısından bir bakıma doğru bir ifadedir. Evet, Lozan cephede Türk’ün tokadını yiyenlerin bir hezimeti, Türk milletinin ise büyük bir başarısıdır. Merhum genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş’ın ifadesi ile Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir ve yine O’nun ifadesi ile, Atatürk’e ve Lozan’a yönelik karalama kampanyasının temelinde Yunan ve İngiliz istihbaratı yer almaktadır.
Bu vesileyle Lozan konusunda sürekli gündemde tutulan bir yalana da dikkatlerinizi çekmek isterim. Bu da, ‘Lozan’da gizli bir madde olduğu ve bu gizli maddeye göre madenlerimizin 2023 yılına kadar işletilemeyeceği’ yalanıdır. Üzülerek halk nezdinde karşılık bulduğunu gördüğümüz bu yalan, Türkiye’nin madenlerini uzun yıllardır sömüren küresel güçlerin ürettiği profesyonel bir yalandır.
Ne Lozan’da böyle bir gizli madde vardır, ne de bu anlaşmaya göre madenlerimizin çıkarılması önünde bir engel vardır.
Madem böyle bir madde var, bugün Türkiye’nin dört bir yanında faaliyette olan madenler de neyin nesidir.
Şunu ifade edelim ki; Türkiye’nin değeri 3 katrilyon doları bulan yeraltı kaynakları adeta yabancılara peşkeş çekilmiştir.
Bu millete bu devlete ait olması gereken madenlerimiz büyük ölçüde küresel şirketlerin kullanımına açılmıştır.
“Hazine üzerindeki Türk milleti dilenci muamelesi görüyor”
Az önce dile getirdiğimiz yalanla avutulan milletimiz adeta hazine üzerindeki bir dilenci muamelesi görmektedir.
Bu acı bir durumdur ve yine bu biran evvel önüne geçilmesi gereken bir durumdur.
Bu da ancak tam bağımsızlığa inanmış, bu yönde hamaset değil projeler üreten Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ile Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile mümkündür.
Milli Ekonomi Modeli’nin uygulanacağı BTP iktidarında madenlerimiz global şirketlerden alınarak devlet- millet ortaklığı ile hizmete sunulacaktır.
Kaynaklarını yabancılara peşkeş çekmek yerine kendi menfaatine kullanan bir Türkiye’de yine ebedi liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş’ın dediği gibi vatandaşlarımız kıyamet sabahına kadar bir eli yağda bir eli balda yaşayacaktır.
Böyle bir Türkiye’de asgari ücret açlık sınırının altına olmak yerine insanca yaşam için gereken seviyede olacaktır.
Böyle bir Türkiye’de vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, doğum ikramiyesi, çocuk maaşı gibi sosyal devlet projeleri de rahatlıkla hayata geçirilecektir.
Bunun tercihini de yapacak olan milletin kendisidir.
Bu vesile ile bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi olan Lozan Barış Antlaşmasının yıl dönümünü kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bize bu vatanı emanet eden kadroları rahmet ve minnetle anıyorum."
Yorum Yazın