İSTANBUL (Ulusal Ajans) - Öyle ki günümüzde yaklaşık her 100 bebekten biri doğuştan kalp hastalığı ile dünyaya geliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Ayabakan, ülkemizde doğuştan kalp hastalıklarının dünya genelindekine benzer sıklıkta görüldüğünü belirterek “Genetik faktörler, gebelikte geçirilen bazı enfeksiyonlar, sigara, ilaç kullanımı, gebelikte maruz kalınan toksik maddeler ve annenin kronik hastalıkları doğuştan kalp hastalığına neden olabilecek faktörler arasında yer alır. Hastalık bazen hafiftir, hemen bulgu vermez ve çocuk büyüyünce belirtiler ortaya çıkabilir. Bazen de doğar doğmaz belirtiler gösterir. Bu nedenle özellikle yenidoğanlarda yani doğduktan sonraki ilk 4 hafta içinde ve bebeklerde kalp ve damar hastalıklarına karşı ailelerin çok dikkatli olmaları gerekir” dedi.
Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Ayabakan, yenidoğanlarda ve bebeklerde kalp hastalıklarına işaret eden belirtileri anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Morarma: Dilde, ağız içinde, dudaklarda ve tırnaklarda mor renk değişikliğinin görülmesi kalp hastalığına işaret edebilir. Morarma bebek ağladığında belirginleşebileceği gibi sürekli ve ağlamazken de olabilir.
Hızlı nefes alıp verme: Bebeğin hızlı nefes alıp vermesi kalp hastalığına işaret edebilir.
Aşırı terleme: Yenidoğanlarda ve bebeklerde doğuştan kalp hastalığının önemli olduğuna işaret eden belirtilerden biri de aşırı terlemedir.
Doğuştan kalp hastalıklarının çoğunun tedavisinin ameliyatla yapıldığını ve zaman kaybedilmemesinin kritik önem taşıdığını vurgulayan Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Ayabakan,“Kritik hastalıklarda zaman çok önemlidir ve doğumdan sonra kısa sürede müdahale edilmezse hasta kaybedilebilir. Bu durumda yapılacak müdahaleyi hızla planlamak ve işleme kadar geçen sürede bebeği en iyi koşulda tutmak için bebeğin doğmadan önce tanı almış olması zaman kazandırır. Erken yenidoğan döneminde kateter yöntemiyle yapılan bazı balon/stent girişimleri de bebeği sonraki aşamalara hazırlar. Bazı kalp hastalıklarında ise tedavi ameliyata gerek olmadan kateter yöntemiyle uygulanabilir” dedi.
Yorum Yazın