Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Uluslararası Yüzey Araştırmaları ve İnovasyon Merkezi (UYAM) Güdümlü Proje İmza Töreni'ne katıldı. İstanbul ve çevresindeki otomotiv, çelik, metal, beyaz eşya, gemi inşa, boya, galvaniz ve diğer ilgili sektörlerin korozyon gibi yüzey işlemleriyle ilgili sorunlarına inovatif çözümler üretmeyi hedefleyen merkezin açılışı Beykoz'da bulunan Türk-Alman Üniversitesi'nde gerçekleşti. Programa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın yanı sıra İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Hüseyin Nail Anlar, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Türk Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Yıldız, İstanbul Kalkınma Ajansı Sekreteri İsmail Erkam Tüzgen katıldı.
“TOGG'UN KOLTUKLARININ TESTİ BU MERKEZDE GERKÇEKLEŞTİ”
Programda konuşan Bakan Varank Türk-Alman Üniversitesi ile kurulduğu günden itibaren iş birlikleri gerçekleştirdiklerini belirterek, “ İstanbul Kalkınma Ajansı'mızın yüzde 75'ini finanse edeceği UYAM'ın faaliyetlerine başlamasıyla birlikte ülkemiz gerçekten önemli kazanımlar elde edecek. Toplamda 26 milyon liranın üzerinde yatırımla kurulacak merkez 2 bin metrekare kapalı laboratuvar alanına da sahip olacak. Bu merkezde kaplama, ısıl işlem, bor, çelik, mikroyapı analizi, mekanik fiziksel kimyasal karakterizasyon, sektörel inovasyon laboratuvarları ve akredite laboratuvarları yer alacak. Hasar analizleri, korozyon araştırmaları, yüzey mühendisliği ve daha birçok araştırma bu laboratuvarda yürütülecek. Akredite test ve analiz hizmetleri buradan verilecek. Biraz önce biz yangın ve deprem laboratuvarlarını merkezlerini ziyaret ettik. Akredite bir şekilde şu anda sanayiye destek verilmeye çalışılıyor. Gerçekten arkadaşlarımız güzel bir altyapı kurmuşlar. TOGG'un koltuklarının testleri de bu merkezde gerçekleştirilmiş.” diye konuştu.
“ONLARCA SENE BU ÜLKEDE ALTYAPI ADINA HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”
Bakan Varank, “Güçlü üst yapıların inşası ancak güçlü altyapıların inşasıyla mümkün. Yeterince yükselebilmek istiyorsak zirveye tırmanmak istiyorsak öncelikli olarak kaliteli ve sağlam altyapılara sahip olmak zorundayız. Ancak bu gerçek maalesef ülkemizde yıllarca sadece lafta kaldı. Onlarca sene bu ülkede altyapı anlamında maalesef hiçbir şey yapılmadı. Tabi ben şu anda spesifik olarak sanayi ve teknoloji altyapılarından bahsedeceğim. Bir de ulaşım, sağlık, sosyal güvenlik, iletişim altyapılarına girersek emin olun bu işin içerisinden hiç çıkamayız. Sadece bir örnek vermek istiyorum. Biliyorsunuz zaman zaman bizi eleştiriyorlar. Diyorlar ki siz 20 yılda yatırımları taşa, toprağa betona yaptınız. Değerli arkadaşlar, ben sadece bir örnekten bahsedeceğim. Burada Bolu Dağı Tüneli'nden geçmiş olan kimler var? Bolu Dağı Tüneli'nden geçmiş aşağı yukarı salonun yüzde 80'ni Bolu Dağı Tüneli'nden geçmiş. O tünelin temeli ne zaman atıldı biliyor musunuz? 1993 senesinde. Ama bizden önceki iktidarlar o tüneli bitiremedikleri için biz ancak 2007 senesinde o tüneli bitirip hizmete açtık. Şimdi bize şunu diyebilir misin? Taşa, toprağa yatırım yaptınız. O zaman ne diyorlardı o zamanlar? Patates deposu olarak buraları kullanalım. Bu işlerden vazgeçelim. Eğer tamam biz kabul etseydik şu anda İstanbul-Ankara arasında hatta İstanbul'la Anadolu arasındaki bağlantıyı nasıl sağlayacaktık? İşte biz yıllardır bu ihmal edilmişliklerin farkını kapatmak için yatırımlarımızı yaptık. Ne dedik? Güçlü altyapılarınız olursa ancak güçlü üst yapılar kurabilirsiniz” dedi.
"94 TEKNOPARKTA 84 BİN ARAŞTIRMACI AR-GE YAPIYOR"
Bakan Varank altyapı çalışmalarının gerçekleştiği için ülke sanayisinin ileriye gittiğini ifade ederek, “Ticaret ileri gidiyor, ihracat ileri gidebiliyor. İşte bunun için biz bu eleştirileri asla kabul etmiyoruz. Keşke bizden öncekiler bu yatırımları tamamlasalardı biz bunları hiç yapmasaydık. Ama işte ihmal edildiği için biz bu altyapı yatırımlarını yapmak mecburiyetinde kaldık. İşte biz o ihmal edilmişlikleri telafi ederek yolumuza devam ediyoruz. Şunu da özellikle ifade etmek istiyorum. Biz hiçbir zaman keşke diyen bir tarz içerisine girmedik. Biz her zaman bakıyoruz. İşte görüyorsunuz sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milli teknoloji hamlesi ışığında 2002'den bu yana ektiğimiz tohumlar artık ağaç olmaya başladı. Bu ağaçlarda meyve vermeye başladı. Biz bu manada geleceğe umutla bakıyoruz. 2001 yılında bu ülkede sadece iki tane teknopark vardı ve bu teknoparklarda kaç kişi çalışıyordu biliyor musunuz? Sadece 600 kişi. Bugün 94 teknoparkta 84 bin araştırmacı AR-GE yapıyor, inovasyon yapıyor. İşte bu farkı iyi değerlendirmemiz lazım.” diye konuştu.
Yorum Yazın