Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, Sakarya'nın Sapanca ilçesindeki otelde düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'ne katıldı. Burada ulusal ve uluslararası sektör temsilcileri ile buluşan Bakan Nebati, enflasyon ve dünya ekonomisi hakkında bilgiler aktardı. Türkiye'nin son dönemlerde enflasyonla mücadele konusunda önemli adımlar attığına değinen Nebati, "Her ne kadar bugün, enflasyon tüm dünyayla birlikte ülkemizin de en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiş olsa da bu sorunu ülkemizde işsizlik ve durgunluğa sebebiyet vermeden çözebilecek tek adres yine AK Parti’dir. Fiyat istikrarını, tüm ekonomi politikalarımızın merkezinde konumlandırarak, geçmişimizdeki bu başarı hikayesini Türkiye yüzyılında kalıcı hale getirmeye kararlıyız. Enflasyonla olan mücadelemizde, ekonomi politikasının tüm araçlarını, mevcut koşulları dikkate alarak en etkin şekilde kullanacağız. Ülkemizde enflasyonu kalıcı olarak yine beraberce yeneceğiz. Bizim önceliğimiz, üretim ve istihdam. Ancak hedeflediğimiz sürdürebilir üretim için fiyat istikrarının yanında üretimin hem teknoloji yoğun hem de iklim dostu olması gerektiğinin de farkındayız" diye konuştu.
'HEDEF SON 20 YILIN ORTALAMASI'
Bakan Nebati, amaçlarının enflasyonun son 20 yıl ortalamasına düşürmek olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Bizler, zaten Türkiye ekonomi modelimizi tasarlarken durgunluk ve yüksek işsizlik sorunlarıyla tekrar karşılaşmamak için üretim ve istihdamı önceledik. Dünya küçülüyor, 2020'de büyüyoruz. Dünya tek haneli büyüyor, biz çift haneli büyüyoruz. Dünyada işsizlik artıyor, Türkiye'de işsizlik azalıyor. Elbette ki finansal söylemler çok önemli ama reel piyasa diye başka bir gerçek var. Bunlar göz ardı edilerek adım atılması söz konusu olamaz. Şunun altını çok net çizmek isterim; AK Parti kurulduğu günden bu yana ülkemizde her alanda istikrarın adresi olmuştur. Ancak yükselen enflasyon ve hayat pahalılığına karşı vatandaşlarımızı koruyacak politikaları hızla uygulamaya almayı da kesinlikle ihmal etmedik. Türkiye, AK Parti öncesi dönemde, yüksek enflasyon ve siyasi istikrarsızlıkların birbirini beslediği, derin bir bunalım içindeydi. AK Parti geçmiş hükümetlerin hiçbirinin yapamadığını başarıp, 21'inci yüzyılın ilk çeyreğini en iyi şekilde özellikle de enflasyon alanında yönetmeyi başarmıştır. Bakın 1994-2002 yılları arasında Türkiye'deki ortalama enflasyon yüzde 73'tür. 2002 yılından bu zamana kadar ortalama yüzde 13. Şimdi enflasyon ortalamasını nasıl 13'e getirdiysek bu ortalamanın yükselmesini engelleyecek ve enflasyonun bu yüksek seviyede kalmasını engelleyecek yumuşak bir geçişle beraber özellikle aralık ayındaki baz etkisiyle beraber enflasyon bu ortalamalara doğru inecektir. Çünkü başardığımız bir yol ve yeni konjonktürel durumla uyum sağlayan bir model ve bunun çıktılarıyla da mutlak suretle enflasyonun aşağı doğru inip Türkiye'nin son 20 yıldaki ortalamasını yakalamasıdır."
'BİZ ÇÖZERİZ, DEMEKLE OLMUYOR'
Ekonomide birçok faktörün etkili olduğunu ve her açıdan tedbirlerin alınması gerektiğinin son derece önemli olduğunu anlatan Bakan Nebati, şunları kaydetti:
"IMF Başkanı, ABD Merkez Bankası'nın faiz artırma politikalarının, dünyanın geri kalanı üzerinde resesyon etkisine neden olabileceğini belirterek bu süreçte FED’i son derece ihtiyatlı ve dikkatli olmaya çağırdı. Dünya ikilemde, söylemsel çatışmalar, bir müddet sonra bütün dünyanın gündemine gelecektir. Enflasyondan mı vazgeçeceğiz, büyümeden mi? Büyümeden vazgeçerseniz işsizlik ne olacak? İşsizliği çözmek için enflasyona sebep olabilecek politikalardan nasıl vazgeçebiliriz? Sorun sadece Türkiye'nin değil, sorun dünyanın sorunu. Sadece gelişmiş ülkelerin değil, gelişmekte olan ülkelerin problemi. Dolayısıyla küresel ekonomilerdeki değişimi önceden yakalayanların ve bu değişim yaşanırken ortaya konacak olan politikaların hükümetler eliyle nasıl yönlendirileceği ne tür kararların ne tür sonuçlar doğuracağı ve her ülkenin kendi bulunduğu coğrafi, sosyopolitik ortam, ekonomik gelişmişlik derecesinin, nüfusun yapısının, demografisinin hangi alanlarda alınacak kararların birbirini nasıl etkileyeceğinin tartışıldığı bir dönemdeyiz. Bu işler kurusıkı birtakım sözcüklerle alışılmış ifadelerle 'Biz çözeriz' demekle olmuyor. Politikalarınızı açık ve net bir şekilde ortaya koyacaksınız. Sözleriniz anlaşılır olacak, atacağınız adımların, örneğin enflasyonla mücadelede hangi yol, yöntemlerle ne kadar süre içerisinde nereye varacağınızı ifade etmeniz lazım."
"Enflasyonu düşüreceğiz. Enflasyonun büyük bir sorun olmadığını iddia eden mi var? Enflasyon, 21'inci yüzyılın, salgının ve savaşın olduğu bir dönemde atacağınız adımlarla nasıl çözeceğinizi söylemeniz lazım" diyen Bakan Nebati, "İşte onun için 'Türkiye Ekonomi Modeli', tüm bu söylemleri alıp birleştiren, altyapısını oluşturan ve altyapısını oluştururken de dünyadaki birçok önde gelen insanlarla bir araya gelerek akademik düzeyde bir formatı ortaya koyan bir anlayış, ardından ülke gerçekliklerini de gözeterek az önce ifade ettiğim tüm bileşenleri paradigmaya dönüştürüp model haline getiren ve bu model içerisindeki girdi ve çıktıların da etkileşimini en iyi şekilde hesaba kitaba koyan, atılacak adımların da ne zaman ve ne kadar etkili olacağını öngören bir anlayışla oluşturuyoruz" açıklamasında bulundu.
'SON 50 YILIN EN YÜKSEK BÜYÜME RAKAMINA ULAŞTI'
Dünyada ekonomik krizin etkilerinin görüldüğünü anlatan Bakan Nebati, Türkiye'nin bu zorlu süreçte başarılı performans sergilediğini söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2020 yılında, dünya ekonomisi daralırken, bizler yüzde 1,9 büyümeyi başardık. 2021 yılındaysa ekonomimiz yüzde 11,4 ile hem 12 yıllık kesintisiz büyüme sürecini devam ettirdi hem de son 50 yılın en yüksek büyüme rakamına ulaştı. Böylece, ülkemiz birçok yüksek gelirli ülkenin büyüme oranlarını da ikiye katladı. Bu yılın ilk altı ayında da yüzde 7,5 büyümeyi başardı. Kimi çevreler, bu dönüşüm sürecinde uygulamaya aldığımız politikalarımızı neredeyse ideolojik bir saplantı düzeyinde eleştirmişlerdir. Ancak tüm dünya küçülmeye giderken yüksek oranlarda büyüyen ekonomimiz, rekor seviyelerde artış gösteren istihdam ve ihracat rakamlarımız, dünya ekonomilerinden pozitif yönde ayrışmamızı sağlayarak öngörülerimizi haklı çıkarmıştır. Biliyoruz ki toplumlar dinamik bir yapıya sahiptir ve bu yapı zaman içinde sürekli değişir. İhtiyaçları, öncelikleri, hedefleri ve bunlara bağlı olarak uygulanan ekonomi politikaları da farklılaşır."
Enflasyona rağmen istihdam anlamında geçmiş yıla göre artış meydana geldiğini dile getiren Bakan Nebati, "Bu yılın ocak-eylül döneminde de ihracatımız yüzde 17 oranında artarak mevcut konjonktüre rağmen güçlü artışını sürdürmeye devam etti. Üretimdeki ve ihracattaki güçlü performansımızı istihdam rakamlarında da gözlemlemek mümkün. Toplam istihdamımızı salgın dönemine kıyasla yaklaşık 5,3 milyon kişilik artışla 2022 yılı temmuz ayı itibarıyla yaklaşık 30,6 milyon kişiye çıkardık. Bu istihdam sayısı da cumhuriyet tarihimizde yine bir rekor anlamına geliyor. Bizler, salgın ve savaş sonrası dönemde şekillenen yeni dünya düzeninde karşımıza çıkan fırsatları Türkiye ekonomi modelinin katma değerli ve verimlilik esaslı üretim anlayışıyla en iyi şekilde değerlendirebilmek için çalışıyoruz" dedi.
Yorum Yazın