Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Bursa’da, bir otelde düzenlenen Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'ne katıldı. Bakan Muş'a Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve AK Parti Bursa milletvekilleri eşlik etti. TÜİK tarafından açıklanan yılın ilk çeyreğindeki büyüme rakamlarını değerlendiren Mehmet Muş, yüzde 7,3'lük büyümenin önemli olduğunu belirtti. Türkiye'nin geleneksel ortalamasının üzerinde bir büyüme kat ettiğini belirten Muş, "Bir taraftan pandemi sonrasındaki yaşanan zorluklar, akabinde Türkiye'nin kuzeyinde ortaya çıkan gerilim. Rusya ve Ukrayna arasındaki problem, bu noktada ülkelerin birbirlerine karşı aldıkları ekonomik yaptırımlar. Dolayısıyla bunlar da dünya ekonomisindeki büyüme oranlarını etkiliyor. Bu şartlar içinde 7,3'lük büyüme gerçekten aslında Türk ekonomisinin ileriye dönük de nerelere geleceğinin en önemli göstergelerinden. O açıdan çok sevindirici bir haber. Tüm bu gelişmelerin içinde gerçekten büyük bir başarı" dedi.
2021 YILINDA 225 MİLYAR DOLAR İHRACAT GERÇEKLEŞTİ
Türkiye'nin 2021 yılında 225 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini belirten Bakan Muş, 2022 hedeflerinin daha yüksek olduğunu belirtti. Yıl sonunda 250 milyar dolar hedefini yakalamak için gayret gösterdiklerini belirten Bakan Muş, "Şimdiye kadar geldiğimiz rakamlarda aslında biz bu hedefin uzağında değiliz, bu hedefi yakalayacağımızı düşünüyoruz. Tabi doğal olarak şu soru soruluyor, 'Hedef bu değildi, 230 gözüküyordu, 250 konuldu. Şimdi bunun da üzerine çıkacak mısınız?' Bizim takip ettiğimiz özellikle Türkiye'nin kuzeyindeki gelişmeler olmamış olsaydı, daha stabil olsaydı, biz bunun üzerine çıkmayı hedefliyorduk. Gelişmeleri yine takip ediyoruz ama ilk amacımız bu 250 milyar doları yakalamak. Dolayısıyla sonrasında onun üzerine çıkmak gibi bir çaba içinde olacağız. Çünkü gelişmeleri bilemiyoruz. 2-3 ay sonra nasıl bir tabloyla karşılaşacağımızı bilemediğimiz için ihtiyatlı gitmek istiyoruz ama çok olağan dışı bir gelişme olmazsa bu hedefin üstüne çıkmak gibi bir azmimiz olacak. İhracat demek üretim, kapasite artırımı, ülkeye döviz girdisi ve Türkiye'nin ürünlerinin dış pazarlarda kendisine yer bulması demek. Bu açıdan geçmiş dönemlerde yakaladığımız başarıların misli ve kat kat üstünde bir başarıyı Türkiye kazanmış durumda" ifadelerini kullandı.
'ENERJİDE ASTRONOMİK BİR FİYAT YÜKSELİŞİ VAR'
Bakan Muş, dünyada enerji fiyatlarının astronomik olarak arttığına belirterek, "Buradaki astronomik rakamlar tüm ülkelerin hem fiyatlamasını hem içerideki fiyatlama davranışlarını, enflasyonla ilgili hedeflerini alt üst etti. Biz ortalama 35-40 milyar dolar enerji faturası ödüyorduk. Geçen sene 50 milyar dolar ödedik. Bu yıl rakamlara baktığımız zaman takriben, fiyatların bu şekilde devam etmesi durumunda 100 milyar doların üzerine çıkıyor. Aslında geçen seneki rakamlar da yüksekti, 50 milyar dolardı. Öyle bir rakam ödemiş olsaydık, biz bu yıl cari fazla veriyorduk. Türkiye aslında ortaya koyduğu iddiasını başarabilecekti. Dolayısıyla enerji fiyatlarının bu şekilde devam edeceğini, sürekli bu şekilde gideceğini açıkçası beklemiyorum. Astronomik bir fiyat yükselişi var, normal bir şey değil bu. Enerjiyi aldığınız zaman zaten Türkiye, hizmet ihracatını da koymuyorum, sadece dış ticaret olarak aldığınız zaman Türkiye'nin ihracatı geçen ay ithalatını geçti. Peki, enerji ithalatını nereden karşılıyordu Türkiye? Turizm gelirleri, hizmet ihracatından karşılayabiliyordu. Pandeminin de dünya gündeminden çıkmasıyla Türkiye'nin hem turizm gelirleri hem de hizmet ihracatıyla aslında ortalama ödediği enerji faturasını karşılayabiliyordu ve biz cari fazlaya gidiyorduk. Bu yıl, bu beklenmedik fiyat artışları bizi bu hedeften biraz geri çekti" diye konuştu.
'İTHAL EDİLEN HAM MADDENİN EKONOMİK BÜYÜKLÜĞÜ 1 TRİLYON DOLAR'
Türkiye'nin yaklaşık 1 trilyon dolarlık ham madde ithal ettiğini belirten Muş, şunları söyledi:
"Türkiye ham madde ithal ediyor. Türkiye maden ithal ediyor, makine ithal ediyor. Türkiye aynı zamanda önemli bir makine ihracatçısı. Bir taraftan da bir kısmını ithal ediyor. Bir de enerji ithal ediyor. Türkiye’nin ithal ettiği bu ham maddenin ekonomik büyüklüğü 1 trilyon dolara yaklaşmış. Firmaların ortalama üretimlerinin üçte birini ihracata verirler, üçte ikisini iç piyasaya verirler. Bir firma bakır cevheri ithal ettiği zaman üçte ikisini üretip iç piyasaya verir, üçte birini ihracat yapar. İthalat kalemlerine baktığımız zaman, bu ithalat kalemleri, tüketim malları aslında düşük. Bizim ithalatımızı enerji yatırım malları ve ham madde oluşturuyor. Bunun da üçte ikisi çeliğe gittiği için biz hep ithalat ihracata bağımlı diye bir noktaya geliyoruz."
'E TİCARETİ DESTEKLEYECEĞİZ'
E ticaret sisteminin destekleneceğini ve sistem üzerinde çeşitli düzenlemeler yapılacağını belirten Bakan Mehmet Muş, "Teknolojiyle beraber ticaret yapma şekli de değişiyor. 1970'li yıllarda faks, teleks gibi sistemlerle iş yapılıyorken daha sonra teknoloji geliştikçe telefonlar daha yoğun kullanılmaya başlandı. Daha sonra e- mailler kullanılmaya başlandı. Elektronik ticaret dediğimiz teknoloji kullanılarak ticaret yapma şekli ortaya çıktı. İhracatla alakalı teşviklerimizle ilgili yakında bir karar açıklayacağız. Siz e- ihracat yapıyorsanız, bizim size ilave teşviklerimiz ve desteklerimiz var. E- ticaretle alakalı neden bir düzenleme yapmak istiyoruz? Perakende sektörü sürekli eleştiriliyor. Elektronik ticaret çok daha hızlı gelişen bir alan. Konvansiyonel perakendenin 30 yılda geldiği yeri burada 3 yılda geliyorlar. E- ticaretle alakalı amacımız, rekabet oluşmasını istiyoruz. Hem üreticinin hem de tüketicinin korunacağı bir yapı oluşmasını istiyoruz. Tekelleşmeye kesinlikle karşı çıkıyoruz. Bir oyuncu değil, birden çok oyuncunun pazarda olmasını istiyoruz. Dolayısıyla bunu yapıyorken öngörülebilir belli kurallara bu işi bağlamak istiyoruz. Kuralları önüne koyup, herkesin bu kurallara uygun şekilde hareket etmesini sağlayacağız" dedi.
'TEKELLEŞMENİN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ'
Tekelleşmenin önüne geçileceğini belirten Bakan Muş, "Tekelleşme olduğu zaman bir noktadan sonra hem üretici hem de tüketici zarar görüyor. Üretici vereceği komisyondan mustarip oluyor, yüzde 20-30'lara çıkartıyor. Tüketici de başka bir alternatifi yoksa hangi fiyatı görüyorsa onu almak zorunda kalıyor. Biz bunu istemiyoruz. Hem dağıtım kanallarının farklı olmasını istiyoruz. Hem farklı platformların ortada olup hem tüketicinin hem de üreticinin gidebileceği alternatiflerin oluşmasını istiyoruz. İhracatın boyutuyla alakalı da bir destek mekanizması üzerinde çalışıyoruz" diye konuştu.
'BUNLARA PRİM VERMEMEK LAZIM'
Sosyal medyanın ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte bilgi kirliliği oluştuğunu ve özellikle gıda ile alakalı spekülasyonların ortaya atıldığını dile getiren Bakan Muş, "Biri çıkıyor diyor ki; 'Kabakları döktüler.' Bunları takip eden ilgili birimlerimiz var. Hemen konuyu araştırıyoruz. Ne zaman olmuş? Araya bayram girmiş. Hal 4 gün kapanmış. Kabaklar adamın elinde kalmış. Yumuşamış, satamıyor. İmha prosedürü vardır. Bu yıllardır olan bir şey. Telefonlar çok geliştiği için hemen video çekiyorlar. Bir sene önceki görüntü ortaya çıkıyor. 'Vatandaşa vermediler, döktüler' diyorlar. Ama gerçek bu değil ki. Bunlara prim vermemek lazım. 'Biberleri döktüler, dağa taşa döktüler, vatandaşa vermediler' diyorlar. Araştırdık konuyu. Hatırlarsanız mayıs ayında Türkiye bir kapanma kararı aldı. İçişleri Bakanlığı bir genelge çıkarıyor. O süreçte her yeri kapatalım, 15 gün sonra rahatlayalım, ekonomimiz de açılsın. Karar alınırken hal de kapanıyor. Adamın elinde kalan biberler çürümüş. Adam da bunları döküyor. Bu peki nasıl haberleştiriliyor. Vatandaşa biberi vermemek için, fiyat yükselsin diye biberleri döktüler. Bu şekilde haber servis ediliyor. Olayın arkasındaki gerçeklik bu" ifadelerini kullandı.
Zirvedeki konuşmasının ardından Bakan Mehmet Muş, karayolu ile Ankara'ya hareket etti.
Yorum Yazın