MHP lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, İstanbul'daki bombalı terör saldırısının ardından bölücü terör örgütüne çok daha şiddetli darbeler vurulduğunu belirterek, "Teröristlere kaçacak ve saklanacak muhit bırakılmamıştır. Şu anda temizlik ve imha harekatı kararlılıkla ve kahramanca devam etmektedir. Türkiye 2023 yılında, Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünde terör belasından Allah'ın izniyle kurtulacak, tek bir terörist dahi yakayı kurtaramayacaktır. Sabır ve tahammülümüz kalmamıştır. Bebek, çocuk ve kadın katillerine, Mehmet'lerimizin, polislerimizin ve korucularımızın kanını döken canilere, ihanetlerinin bedeli mutlaka ödettirilecektir. Terörle mücadelemiz hakkın, hukukun ve helalin müdafaasıdır. Terörle mücadelemiz asayişin, bekanın, güvenliğin, huzurun ve egemenlik çıkarlarının meşru gerekçesidir" dedi.
'EKRAN YÜZLERİNDEN MİDEMİZ BULANDI'
Son günlerde terör örgütünün hain saldırısı sonucu şehit olan askerleri anarak, Allah'tan rahmet dileyen Bahçeli, "Sınırlarımızın mücavir bölgelerinde bütün hainler, açık hedefimizdir. Münbiç, Tel Rıfat ve Ayn El Arap mıntıkasında canlı terörist bırakılmamalıdır. Alayı birden ekin gibi biçilmeli, silindir gibi ezilmelidir. Kaç gündür dikkatimizi çekmektedir; önüne gelen, dili olan, askerliğin temel kurallarından bihaber, yanaşık düzen nedir bilgisi bulunmayan, askerlik yapıp yapmadıkları dahi belli olmayan ne kadar geveze yorumcu, sözde uzman varsa televizyonlardan Türkiye'nin kara harekatı şu günde olacak, bugünde yapılacak diye konuşmaktadır. Deprem olur, bunlar ekrana çıkar. Sanırsınız fay hatlarını avuçlarının içi gibi bilirler. Domates, patates, soğan mevzu bahis olur, bunlar sırasıyla ahkam keserler. Zannederseniz ekonomi dehasıdırlar; marketten, pazardan, bakkaldan neredeyse çıkmadıkları izlenimi verirler. Hep aynı isimler, hep aynı simalar, hep aynı maskaralıklar, hep aynı akıl danelikleri devamlı surette gözümüzün içine sokulmaktadır. Hallerine bakmazlar, Hasan Dağı'na oduna giderler. Türkiye'nin askeri stratejisini küçücük akıllarınca belirlemeye çalışırlar. Aslında potansiyel maksatları terörle mücadeleyi sabote etmek, terör örgütünün muhtemel gelişmelerden haberdar olmasını sağlamaktır. Bunlardan bıktık usandık, bu edepsiz, bilgisiz, cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz ekran yüzlerinden gerçekten midemiz bulanmaktadır. Türkiye'nin ne zaman ve hangi şartlarda muhtemel kara harekatı yapacağının yetki ve görevi olmayan kişiler tarafından ulu orta dillendirilmesi güvenlik zaafıdır; buna da muhakkak bir sınır konulmalıdır" diye konuştu.
'SYKES-PİCOT HARİTASININ PARAMPARÇA EDİLME VAKTİ GELMİŞTİR'
Türk askerinin makul ve planlanmış bir zamanda karadan intikal ederek bölücü terörü kaynağında vurmasının Türkiye'nin temel gündemlerden birisi olduğunu kaydeden Bahçeli, "Dost ve müttefik pozu veren ülkelerin teröristlere canlı kalkan olması mücadelemizi sekteye uğratmamalıdır. Karşımıza kim çıkarsa; sonu teröristlerin sonu gibi olmalıdır. Sykes-Picot haritasının paramparça edilme vakti gelmiştir. Dayatılan coğrafyaların sorgulanma vakti gelmiştir. Masa başında cetvelle sınır çizen sömürgeci anlayışın açtığı dipsiz kuyuların kapatılması milli varlığımız ve milli güvenliğimiz adına bir mecburiyet, bir mesuliyettir. Kandil'den Ayn El Arap'a kadar havadan tahrip, karadan da süpürme harekatıyla bölücü terör örgütünün kafası koparılmalıdır. Binlerce kilometre uzaktan gelip, sınırlarımızın dibine konuşlanan ülkelerin terörle mücadelemize karşı çıkması, PKK/YPG'yi korumaya alması; haksızlığın ve hukuksuzluğun tescilinden başka bir şey değildir. İkili anlaşmalara uymayan, terör örgütünün yuvalandığı alanlardan çıkarılacağını söyleyip, sonra da bu sözü yiyip yutan ülkelerden duyacağımız ve öğreneceğimiz bir şey de olamayacaktır. Kurt kendi işini kendi gördüğünden dolayı boynu kalındır. Bu kalınlık dosta güven, düşmana da korkudur. Göbek bağımızı kendimiz kesebilecek yeterlilikteyiz. Yurt içinde ve sınır ötesinde hiçbir terör örgütüne sessiz ve seyirci kalamayız, kalmadık, kalmayacağız. Hiçbir gafil, hiçbir hain, hiçbir zalim Türkiye'nin yıkımını göremeyecektir. Terörün kökü kazınana kadar durmayacağız" ifadelerini kullandı.
'İNSAN-CANLI DENGESİNİN GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE KURULMASI ELZEM'
Daha sonra Konya'daki hayvan bakımevinde sokak köpeklerine yönelik şiddete değinen Bahçeli, "Konya'da bir meczubun hayvanlara yönelik kürek ve sopayla saldırısı; hakikaten de insani ve manevi değerlerin ayaklar altına alındığının çok açık resmidir. Hayvanlara sevgi beslemeyen birisinin insan sevgisine haiz olması beklenmemelidir. Her hayvan emanettir, tıpkı her insanın dünyada emanet olduğu gibi. Hayvanlara eziyet büyük bir vebaldir. Hayvanlara kötü muamele eden kim varsa kınanmalıdır. Aynı şekilde sahipsiz ve başıboş gezen hayvanların da özellikle farklı mahallerde çocuklarımıza, kadınlarımıza ve savunmasız insanlarımıza saldırıları sık sık gözlemlenmektedir. Bu sorunun önüne geçmek öncelikle yerel yönetimlerin görevidir. Son zamanlarda yaşanan müessif olaylar, yaralanan veya hayatını kaybeden insanlarımızın varlığı elbette hüznümüzü artırmıştır. İnsan-canlı dengesinin güvenli bir şekilde kurulması elzemdir. Ne insanımızın hayatından taviz veririz ne de bir hayvana yapılan işkenceye sessiz kalırız. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile bu kanunda 9 Temmuz 2021 tarihinde yaptığımız değişiklikleri dikkate alarak uygulamadan doğan eksiklikleri bertaraf etmek, hayvan sağlığı ile insan güvenliğini hassas bir şekilde kurgulamak zorundayız. Hem insanımız zarar görmesin hem de hayvanlarımız zulme maruz kalmasın düşüncesindeyiz. İnsan haklarına nasıl hürmet ediyorsak, hayvan haklarına da aynı oranda bağlı olmalı, saygı duymalıyız" dedi.
'BUNLARIN KAFASI KARMAKARIŞIK'
2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri için çok sıkı bir hazırlık döneminden geçtiklerini vurgulayan Bahçeli, "Bu süreci sandıkların açıldığı ana kadar da devam ettireceğiz. 2023'e doğru adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Cumhur İttifakı'nın TBMM'de nitelikli çoğunluğa ulaşıp, milletimize ve ülkemize yeni bir anayasa kazandırması başlıca gayemizdir. Önerimiz ve önceliğimiz; 12 Eylül darbe anayasasında tadilat yapmak değildir. Maksadımız; yırtıklara yama dikmek, eksik ve gedikleri pansumanla kapatmak hiç değildir. Zillet ittifakının dün açıkladığı 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi' ölü doğmuş, deyim yerindeyse dağın fare doğurması bile mümkün olmamıştır. 1982 Anayasası'nın 84 maddesinde, 9 bölüm başlığı, alt başlık ve madde başlığında yapılan değişiklik önerileri tamamıyla avunma ve avutmaya dayalı beyhude bir çabadır. Birbirlerinin kulağını çekmek için pozisyon alanların ortak bir akılla anayasa yazması, hazırlaması ham bir hayaldir. Bu kadar zahmete niye girdikleri, bugüne kadar zillet partilerinin 55 defa birbirlerini hangi amaçla ziyaret ettikleri, 9 defa niçin toplanıp dağıldıkları belirsizliğin kuytusunda asılmış bir muamma levhası olarak karşımızdadır. Bunların kafası karmakarışıktır. 1982 Anayasası'nda çalakalem yaptıkları mevzi değişiklikleri, 150 yıllık anayasa geleneğinde yeni bir sayfa açmanın heyecanı ve gururu olarak takdim etmeleri; kelimenin tam manasıyla zırvadır, işin özünde de tevili imkansız bir çarpıklıktır. Zillet ittifakının anayasa değişiklik önerisi tarihi geriye sarmak, akıntıya karşı kürek çekmek, devletin temellerine dinamit yerleştirmek, güçlenen Türkiye'ye pranga vurmak, milletin takdir ve tercihine kara çalmaktır" diye konuştu.
'ZİLLET İTTİFAKININ AKIL HOCASI HDP'DİR, PKK'DIR'
6'lı masadan hiçbir yol olmayacağını, yapacakları anayasanın da 'yıkım anayasası' olacağını söyleyen Bahçeli, "Bölücü ve teröre batmış sözde siyasi partilerin kurtarılması, hatta aklanması amacıyla parti kapatılmasını özde hukukun konusu olmaktan çıkarıp, yasama organının takdirine bağlayan zillet ittifakının akıl hocası HDP'dir, PKK'dır, terör yedekleridir. Hazırlanan önerinin amacı olarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni yürürlükten kaldırıp Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişi sağlamak olarak gösterilmesi; özürlü bir siyasi zekanın komplosudur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne keyfi demek, anayasal hak ve hürriyetleri güvencesiz bıraktığını iddia etmek, hukuk devletinin mekanizmalarını tamamıyla aşındırdığını ileri sürmek çok ağır bir bühtandır, bu bühtan faillerinin yakasına kara bir leke gibi yapışmıştır. Şayet bugünkü gibi temel hak ve hürriyetler hakim olmasaydı; televizyon ekranlarından tutun da sokak aralarına ve toplantı salonlarına varıncaya kadar Türkiye'ye hakaret edenlere fırsat verilir miydi? Ağızlarını her açtıklarında nifak saçabilirler miydi? Milletimizin sinir uçlarını zedeleyen küstahlıklar, bu güruhun yanına bırakılır mıydı? Yarının Türkiye'sini inşa edeceklermiş. Halbuki 1982 darbe yıllarının Türkiye'sinin tıpkısının aynısına hizmet ettikleri yalın ve sarsıcı bir gerçek halinde ortadadır. Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı'nı tek dönemle sınırlayıp sembolik hale getirme önerisi; cahilliğin ve milleti tanımayan kadir bilmezliğin bubi tuzağıdır. Zillet ittifakını oluşturan partilere çağrım; gelin Cumhur İttifakı'nın yeni anayasa hazırlığına ve hedefine siz de katılın. Gelin, siz de bu tarihi sorumluluğa ortak olun. Geçmişe takılarak geleceğin vizyonunu kurmak gibi bir hezeyandan geri dönün. Gelin, Türkiye'nin yanında durun. Gelin, bu milli şerefe siz de katkı verin" ifadelerini kullandı.
'GELSİNLER BİR DE BUNU OKUSUNLAR'
Daha sonra partisinin hazırladığı anayasa teklifini gösteren Bahçeli, "Bu anayasa metni, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılında 100 maddelik yeni anayasa taslak metnidir. Değerli anayasa hukuku bilim insanlarının partimizin değerli yöneticileriyle birlikte yaptıkları çalışmanın bir ürünüdür. Gelsinler, bir de bunu okusunlar. Şimdi bunların uykusunu da kaçırayım. Cumhurbaşkanı 7 yılda bir defa seçilecekmiş, bir defa görev yapacakmış. Biz bir görevi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak tamamladık. 2'ncisine 23'ünde hazırlanıyoruz. Şimdi soruyorum; Cumhur İttifakı milletin ittifakıysa; iki yetmez, üç olsun dersek ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 5'er yıllık üç dönem olsa da yeni yüzyılın 25 yılını tamamen lider ülkeye doğru hızla götürsek" dedi.
Yorum Yazın