AK Parti Ankara İl Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmazer, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Haziran Ayı toplantısında yaşanan gerginlikler hakkında konuştu. Yılmazer, "Muhalefeti konuşturmamak, değil Mansur Yavaş'a onun fahri LGBT üyesi Kemal Kılıçdaroğlu'nun bile haddi değildir. Hepsinin haddini tek tek bildiririz.” dedi.
ANKARA (Ankara Masası)
AK Parti Ankara İl Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmazer, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Meclisi Haziran Ayı Toplantısında ABB Başkanı Mansur Yavaş ile AK Parti Grup Başkan Vekili Murat Köse arasında yaşanan mikrofon krizi gerginliğini ve Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık’ın Büyükşehir Zabıta Daire Başkanı Mustafa Koç hakkındaki iddialarıyla ilgili Ankara Masası’na konuştu.
Meclis’in ilk gününde ATB esnafına verilecek destek önergesi ile ilgili söz almak isteyen Murat Köse'ye Başkan Mansur Yavaş’ın mikrofon vermemesine, Meclis yönetmeliğinin 11. maddesini hatırlatarak tepki gösteren Yılmazer, ”Çalışma yönetmeliğinde eğer bir önerge verilmişse bu önergenin lehine ve aleyhine konuşacak birer kişiye söz verilir’ diyor. Ancak Mansur Yavaş hiç kimseye söz vermedi. Oy birliği ile alınmış bir yardım kararı üzerine bizim grup başkan vekilimiz de söz istiyor. Hem geçmiş olsun dileklerini ifade edecek, hem bu yardıma destek veren diğer parti gruplarına teşekkür edecek. Ama ne yazık ki Mansur Yavaş terörü burada başlıyor. Mansur Yavaş'ın şöyle bir sorunu var: Murat Köse her mikrofon aldığında sanki Mansur Yavaş'ın aleyhine bir şey söylüyormuşçasına davranıyor. Şimdi Mansur Yavaş'a şunu söylemek lazım: Eğer şeker hastalığınız varsa şeker ilacınızı alın belediye meclisine öyle gelin. Şeker hastalığınız yoksa eğer agresyon problemi yaşıyorsanız, uygun düşerse kendisine psikolog, psikiyatr önerebiliriz. Öfke kontrolü ciddi bir rahatsızlıktır, gelecekte de kendisini sıkıntıya sokabilir. Farklı hedefleri, farklı amaçları ve siyasetin içerisinde bu kadar süredir var olan bir belediye başkanının ve büyükşehir belediye başkanı olma noktasında halkın teveccühünü kazanmış bir belediye başkanının öfke kontrolüne yenik düşüyor olması kabul edilebilir bir şey değildir. Dolayısıyla öfke kontrolünü çöz, öyle Meclis'e gel demek geliyor içimizden. Çünkü bu öfke kontrolünü yenmedikçe, demokrasiyi de hiçe sayıyor, yönetmeliği de hiçe sayıyor." ifadelerini kullandı.
Mansur Yavaş’ın sosyal medya üzerinden eleştiri yapanlar için “hakkımı helal etmiyorum” sözlerine de değinen Yılmazer, “Mansur Yavaş'ın AK Partililer üzerinde ne hakkı var? Önce bunu sormak lazım. Mansur Yavaş'ın bizim üzerimizde ne hakkı var? Ak Partililere çalıyorlar ama çalışıyorlar anlayışı diye ifade eden belediye meclis üyelerine sesi çıkmayan Mansur Yavaş'ın bizim üzerimizde nasıl bir hakkı var? Bizim AK Parti olarak zaten Mansur Yavaş'a hakkımızı helal etme gibi bir durumumuz yok. Bizim baştan itibaren hakkımız helal değildir kendisine. Hani çiçek, kelebek, böcek siyaseti yapıyor ya Mansur Yavaş, öncelikle şuna karar vermesi lazım. Demokrat mısın, değil misin? Demokratsan yasalara göre hareket etmeye mecbursun mecbur değilsen biz seni buna mecbur ederiz yargı yoluyla. Bu kadar açık. Bu yaptığı şey mevcut kanunlara aykırı hareket etmek suretiyle aslında görevini yerine gereği gibi getirmediğini gösteriyor. Bu da muhalefetin aleyhine bir durumdur. Muhalefeti konuşturmamak, değil Mansur Yavaş'a onun fahri LGBT üyesi Kemal Kılıçdaroğlu'nun bile haddi değildir. Haddini hepsinin tek tek bildiririz.” dedi.
”Bizi hedef göstermenin yada bizi boy boy tweetlerimizi, belediye meclisine asmanın ve bunu hiç kimseden savunma almadan, hiç kimsenin görüşünü sormadan, hiç kimseye ‘siz bununla ne demek istediniz’ demeden kendi başına mahkum etti. Bu hakarettir diye bir iddiada bulundu. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Değil 10 bin lira 20 bin liralık tazminat davası açsın. Eğer biz bunu demiş olmakla hakaret etmiş sayılıyorsak yargı da biz bunu da öderiz. O da gider döner mi kestirir, kuşbaşı et mi pide mi yaptırır, ne yaparsa onu yapar. Ben çok açık söylüyorum. Yani siz Belediye Meclisi'nde olmayan iki tane il başkan yardımcısının tweetlerini duvara yansıttınız. Bu sizin başkan yardımcınız diyorsunuz. Bu ay da Hilal Ayık hanımefendinin Zabıta Daire Başkanı ile ilgili bir konuşması sonrasında Mansur Yavaş diyor ki ‘burada olmayan biri hakkında siz hiçbir yargılama olmadan yargısız infaz yaptınız.’diyor. Mansur Yavaş, siz bizim tweetlerimizi hakaret içerikli paylaşım diye meclis duvarına astığınız da yargısız infaz yapmış olmadınız mı? Önce kişinin ne dediğine değil, ne yaptığına bakılır. Ne yaptığınız ortada. Dolayısıyla demokrat olacaksanız, toleranslı olacaksınız, fikir hürriyetine saygı duyacaksınız buna göre konuşalım. Değilse yargı yoluyla bizde bu bizim konuşma hakkımızı gasp eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'na yargı yoluyla haddini bildirmek bizim de üzerimize borçtur.”
Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık’ın ABB Zabıta Daire Başkanı Mustafa Koç'un ilçesine "kıytırık", şahsına ise "militan" ifadelerini kullandığını belirterek suç duyurusunda bulunacağının hatırlatılması üzerine Yılmazer, "Onu sormak lazım. 'Kıytırık' dediği bir yerde belediye başkanı seçilebilir mi? Ki kıytırık olamaz. Ankara'nın ilçelerinin her biri kıytırık gibi ifadelerle küçük düşürülemez ve buna da tepki göstermemiz normaldir. Hilal Ayık başkanımızın da buna Büyükşehir Belediye Meclisi'nde tepki göstermesi ve konuyu gündeme getirmesi hoş olmayan bir şey değil. Gerçekleri söyledi. İddiasını ileri sürdü. Bununla ilgili de zaten suç duyurusunda bulunacağını ifade etti. Bundan sonrası yargıya kaldı. Eğer Mustafa Koç yargılama esnasında bu ifadeleri söylemiş bulunur, ispat edilir ve tespit edilirse bu hakaret içeriğinden dolayı ceza alırsa Mansur Yavaş, Mustafa Koç'un istifasını isteyecek mi, istemeyecek mi? Temel soru budur. Bana kalırsa böyle bir iddia gündeme geldiği andan itibaren hiçbir vakit kaybetmeden eğer demokratsa istifasını istemesi gerekir. Siyasi etik değerleri bunu gerektirir diye düşünüyorum" diye konuştu.
Yorum Yazın