Ankara Üniversitesi Teknokent, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olacağını açıklaması ve anlaşmanın TBMM'de onaylanmasının ardından harekete geçti. Avrupa Birliği'nin 2026 yılından itibaren uygulayacağı 'Sınırda Karbon Düzenlemesi' nedeniyle Türkiye'nin çok fazla vergi ödememesi için kendi Emisyon Ticaret Sistemi’ni (ETS) kurması veya AB'nin ETS'sine entegre olması gerekiyor. Ayrıca karbon salınımını AB ile aynı standartlarda ve ülke içinde fiyatlandırmak ve tüm yakıt türlerinin karbon ayak izini hesaplamak zorunda. Avrupa'da ve Türkiye'de üretilen bir ürünün karbon fiyatlandırmasının her iki tarafta da eşit olması AB’ye ödenecek verginin ülke içinde kalmasını sağlayacak.
650 TON KARBON TESPİT EDİLDİ
Bu bağlamda Ankara Üniversitesi Teknokent, Türkiye'de bulunan diğer 93 teknokente de örnek olmak için '2021 yılı kurumsal karbon ayak izi'ni hesapladı. Ankara Üniversitesi'nin 8 kişilik Karbon Ayak İzi Çalışma Grubunun 1,5 ay süren çalışmasında doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonları hesaplanıp, 6 kategoride değerlendirildi. Böylece küresel gazı tetikleyen 6 sera gazının karbon cinsinden hesaplanması ile karbon yükü ortaya konuldu. Yapılan çalışma sonucu teknokentin 2021 yılında 650 ton karbon saldığı ortaya çıktı. Ankara Üniversitesi Teknokent, şimdi bu sonuç doğrultusunda karbon ayak izini nötrlemek için proje hazırlamaya başladı.
'HEDEFİMİZ KARBON NÖTR TEKNOKENT OLMAK'
Ankara Üniversitesi Karbon Ayak İzi Çalışma Grubundan Dr. Pelin Kuşcu, DHA’ya yaptığı açıklamada, küresel ısınmaya neden olan bazı sera gazlarının insan faktörü ile açığa çıkması ve bunun karbon cinsinden hesaplanması ile karbon ayak izinin ortaya çıktığını söyledi. Kuşcu, Ankara Üniversitesi Teknokent’in iklim değişikliği konusunda adım attığını belirterek, "Teknokent karbon ayak izini hesaplayan ilk teknokent. Ankara Üniversitesi Teknokent’inin doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonlarını hesapladık, 6 kategoride değerlendirip, ISO standardı 1464’e göre teknik hesaplamalarını yaparak Ankara Üniversitesinin karbon salımının ne durumda olduğunu ortaya koyduk. Ankara Üniversitesi Teknokent olarak bizim hedefimiz karbon nötr bir teknokent olmak. Karbon salımının en çok nerede ortaya çıktığını, bu konuda nasıl adımlar atılacağını projelendirmeye başladık. Bundan sonraki aşamada da karbon nötr olmak için maliyet değerlendirmesi yaparak, rekabet şartları bakılarak, konfordan da çok fazla ödün vermeden nasıl nötrleştirilir çalışmaya başladık" dedi.
'ASIL İŞ BUNDAN SONRA BAŞLIYOR'
Kuşcu, yaklaşık 1,5 aylık sürede bütün yerleşkenin karbon ayak izi hesaplamasının yapıldığını kaydederek, "Elektrik tüketimi yenilebilir enerji kaynaklarından sağlandığı için bunun karbon yükü çok söz konusu değil; ama yerleşkede kullanılan fosil yakıtlar, ısınmada kullanılan yakıtlarda kullanılan emisyonlar söz konusu. Temel vizyonumuz aslında sürdürülebilirlik. Bu yüzden de ilk kez Türkiye’de bir teknokent olarak karbon ayak izimizi hesapladık. Aslında iş bundan sonra başlıyor. Karbon nötrlemek ciddi bir süreç, emek ve proje süreci gerektiriyor. Bizim temennimiz diğer teknokentlere de bunun örnek teşkil etmesi. Dilerim ki diğer teknokentler de kendi karbon yüklerini hesaplamayı gündemlerine alırlar" diye konuştu.
'ÖNCÜ ROLÜMÜZ OLACAK'
Ankara Üniversitesi Teknokent Genel Müdürü Güray Değerli ise, "Hesaplamaları yaptık, önümüzdeki günlerde sertifikamızı da alacağız. Teknoloji geliştirme bölgeleri bünyelerinde ARGE firmaları barındırıyor; biz bunların içinde bir örnek teşkil edeceğiz. Öncü rolümüz olacak. Önümüzdeki günlerde diğer teknokentlerde yaygın şekilde hesaplamalar ile sertifika çalışmalarının başlamasını umuyoruz" ifadesini kullandı.
Yorum Yazın