Bolu'da yaşayan Burakhan Erbay'a 7 yaşındayken kemik kanseri teşhisi konuldu. Kemik kanserinin tedavi sürecinde kanserin başka bir organa etkisini araştıran doktorlar Erbay'ın böbreklerinin bu hastalığa bağlı olarak zarar gördüğünü belirledi. Erbay, 1999 yılından bu yana yaklaşık 23 yıldır sürekli fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getiremeyen böbreklerle yaşadı. Geçen yıl aralık ayında Covid-19 hastalığı geçiren Erbay'ın her 2 böbreği de tamamen görevlerini yerine getirememeye başladı. Doktorlar, Erbay'ın diyalize girmesi gerektiğini, aksi halde vücudunun daha fazla dayanamayacağını söyledi. Farklı çözüm yolları arayan Erbay, İstanbul'daki özel bir hastanede çalışan ve organ nakli konusunda önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Murat Tuncer'e ulaştı. Tuncer, muayene sonrası Burakhan Erbay'a böbrek nakli yapılabileceğini söyledi. Erbay'ın annesi ve babası böbrek nakli için gönüllü oldu ve donör olmayı kabul etti. Ancak annesinde bulunan kalp hastalığı ve babasında bulunan şeker hastalığı sebebiyle böbrek nakli gerçekleştirilemedi. Bunun üzerine Burakhan Erbay'ın, 1 yıl önce hayatını birleştirdiği eşi Gülşen Erbay (31), kendi böbreğini vermeyi teklif etti. Yapılan testler sonrası genç çiftin böbrek nakli konusunda uyumlu olduğu ve naklin gerçekleştirilebileceği söylendi. Ameliyat, 31 Ağustos'ta İstanbul'da başarılı bir şekilde gerçekleştirildi ve Gülşen Erbay'ın tek böbreği eşine nakledildi.
'GÖNÜLLÜ OLDU'
Burakhan Erbay, eşinin kendisine böbreğini vermeyi teklif ettiğinde çok duygulandığını anlatarak, "25 yıldır bu hastalıkla yaşadım. Geçtiğimiz mart ayıyla birlikte son evreye geldi. Bununla ilgili doktora gittiğimde acilen diyalize girmem söylendi. Ben de diyaliz istemiyordum. Farklı bir yol aradık. O dönem Prof. Dr. Murat Tuncer ile karşılaştık. Kendisine gittiğimiz zaman naklin daha iyi bir çözüm olduğunu söyledi. Annem ve babam nakil için başvuru yaptılar. Annem, nakil için uyumlu çıktı ama kalp hastalığı olduğu için stent takılması gerektiği söylendi ve 6 ile 12 ay arası nakil olamayacağı söylendi. Babam da şeker hastası olduğu için alamadılar. O sırada eşim Allah razı olsun, ben veririm dedi. Kendisi gönüllü oldu. Biz çok duygulandık. En sonunda 31 Ağustos'ta nakil işlemi gerçekleştirildi" diye konuştu.
'O BENİM KAHRAMANIM'
Eşinin kendisinin kahramanı olduğunu söyleyen Burakhan Erbay, şöyle devam etti:
"Nakil süreci zor geçmedi. Organ nakli olacaklar da bilsin 1 hafta sonra taburcu oldum. Şu anda normal hayatıma devam ediyorum. Kullandığım ilaçlar sebebiyle bağışıklığım düşük, bu sebeple evdeyiz bir süre. Sadece yürüyüş yapmaya çıkıyorum. Ben eşime "My hero" diye sesleniyorum. Çünkü kendisi benim kahramanım oldu. O benim kahramanım. 18 Eylül'de evliliğimizin 1’inci yılı dolacak. Süreç başladığında 9 aylık evliydik. Bundan sonra da inşallah sağlıklı günlerde ömür boyu devam edeceğiz. Organ nakli hayat kurtarır. İnsanların hayatlarını kaliteli bir şekilde devam ettirmesini sağlıyor. Biz bu süreçte etik kurula girdik. Orada gördük ki yurt dışından gelen çok hasta gördük. Bu hastaların birbirleriyle akraba değil, arkadaş olduğunu gördük. O yüzden Türkiye'de de organ naklinin artması lazım. Teknoloji ve doktor başarısı olarak çok ilerideyiz. Yurt dışından devamlı Türkiye'ye geliniyor. Özel hastanede 1 kuruş ödemeden ameliyat olduk."
'BURAK'IN BİR ŞEKİLDE SAĞLIĞINA KAVUŞMASI GEREKİYORDU'
Gülşen Erbay da hiç düşünmeden eşinin sağlığı için her şeyi yapabileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Eşim nakil sürecine girdi. Annesi ve babasından alınamayınca, Burak'ın bir şekilde sağlığına kavuşması gerekiyordu. Sağlığına kavuşması için de nakil gerekliydi. Ben gönüllü oldum. Süreç başladı. Tahliller yapıldı. Etik kuruluna girdik. Sonra uyumlu olduk. Nakil süreci başladı. 31 Ağustos'ta nakil gerçekleşti. 3 saatlik bir ameliyat oldu. Daha sonra 5 gün sonra taburcu oldum. Şimdi iyiyiz. Bundan sonrası daha kendimize dikkat ederek hayatımızı devam ettireceğiz. 1 sene önce hastalıkta ve sağlıkta diyerek 'Evet' demiştik ve hayatlarımızı birleştirmiştik. Korku yaşamadık. Tek korkum Burakhan'ın sağlığına kavuşamamasıydı. Organ uyum sağlamaz diye korku yaşadım. Ama olumlu oldu her şey. Burakhan sağlığına kavuştu. Organ uyum sağladı. Şu anda iyiyiz, her şey yolunda. Korkulması gereken bir durum yok. Daha çok sevdiğiniz insanın sağlığını geri kazanmasına yardımcı oluyorsunuz. Sevdiğiniz insan, hayatına sağlıklı bir insan olarak devam edecek. En önemlisi bu. Bu çocuğunuz, arkadaşınız, kardeşiniz olabilir. Ülkemizde organ bağışı az ama bence daha fazla olmalı. Tek böbrekle yaşam devam edebiliyor. Bilmediğimiz tek böbrekle doğan binlerce insan var."
Yorum Yazın