© 2 Yaka Haber

‘Türkiye'deki vadeli çek, senet ve açık hesap sistemi kripto teknolojisiyle desteklenmeli’

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Cemil Şinasi Türün, Türkiyedeki vadeli çek, senet ve açık hesap gibi enstrümanların 4000 yıllık geçmişi olduğuna dikkat çekerek,

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Cemil Şinasi Türün, Türkiye'deki vadeli çek, senet ve açık hesap gibi enstrümanların 4000 yıllık geçmişi olduğuna dikkat çekerek, "Ülkemiz açısından ayağımıza gelen fırsat, bu özel durumumuzun kripto para teknolojisi yardımıyla desteklenmesidir" çağrısı yaptı.

DHA'nın, kripto para piyasalarında düzenleme yapılması amaçlı hazırlıklara ilişkin sorularını yanıtlayan Türün, kripto ekosisteminin her geçen gün yenilikler üretip, yeni gelişmelere sahne olduğunu vurguladı ve "Bununla beraber uzun vadede değişmesi beklenmeyen özellikler de artık ortaya çıkmış durumdadır" dedi.

Kripto teknolojisinin desteğinde, merkez bankaları küresel sistemi olarak bilinen Basel sistemine, dünya ticareti ve üretimi açısından daha avantajlı, merkeziyetsiz bir alternatif doğduğunu vurgulayan Türün, "Bu alternatif, gelir dağılımının küresel olarak dengelenmesi, büyük teknoloji şirketlerinin ve büyük bankaların gücünün sınırlanması açısından çok önemli özellikler içermektedir" diye açıkladı ve ekledi:

“Buna en iyi örnek her sene trilyonlarca liralık yer tutan vadeli çekler, senetler ve açık hesaplardır. Ülkemiz insanları açısından da bu gelişmede çok önemli bir rol oynama fırsatı ayağımıza gelmiştir. Üretim ve ticaret doğaları gereği merkeziyetsiz eylemlerdir. Ancak özellikle son yüzyılda üretim ve ticaret eylemleri merkezi para sistemleri ve merkez bankaları tarafından denetim altına alınmıştır."

“MERKEZİ BİR BANKAYA İHTİYAÇ YOKTUR”

Bu eylemlerde gereken finansmanın merkezde üretildiğini ve dünya ticaret ve üretimini yapan kişilere ve firmalara faiz karşılığı satıldığını anımsatan Türün, "Oysaki, üretim ve ticaret için gerekli finansman (sermaye) yine buna ihtiyacı olan kişi ve kurumlar tarafından gerektiği noktada (yerinde) yaratılabilmektedir. Bunun için merkezi bir bankaya ihtiyaç yoktur" dedi.

"Buna en iyi örnek Türkiye ekonomisi içinde her sene trilyonlarca liralık yer tutan vadeli çekler, senetler ve açık hesaplardır" diye sürdüren Türün, "Bu saydığım enstrümanlar bu boyutta başka hiçbir ülkede yoktur, zaten Basel bankalar sistemince buna izin verilmemektedir. Türkiye’de ise bu enstrümanların 4000 yıllık geçmişi bulunmakta ve bu nedenle de merkeziyetsiz kredi üretimi her türlü dış yaptırıma rağmen kanuni olarak yapılabilmektedir" diye konuştu.

“TÜRKİYE BU FIRSATI DEĞERLENDİRİRSE MERKEZİYETSİZ FİNANSIN ÇIKIŞ YERİ OLACAK”

Bu konuda yapılan tüm çalışmaların ileride ‘bilinçli’ vatandaşlar tarafından eleştiri konusu olacağını vurgulayan Türün, "Ülkemiz açısından ayağımıza gelen fırsat, bu özel durumumuzun kripto para teknolojisi yardımıyla desteklenmesidir. Bu yapıldığı takdirde, Türkiye, gelecekte dünya üzerinde insanlar tarafından tercih edilecek yeni bir kredi ve para sisteminin, yani yeni tür merkeziyetsiz finansın çıkış yeri olacak ve ülkemiz insanları bunu tüm dünyaya ihraç edecektir" ifadelerini kullandı.

Yapılacak yeni yasal düzenlemelerde bu konunun düşünülerek, buna karşı çalışmaların yapılmaması gerektiğinin altını çizen Türün, "Buna karşı tüm çalışmalar ileride bilinçli vatandaşlarımız tarafından eleştiri konusu olacak ve muhtemelen iptal edilecektir" diye uyardı.

Aynı zamanda Kıdemli Kriptopara Uzmanı olan Cemil Şinasi Türün, kripto varlıkların yasal zeminiyle ilgili TBMM’de gerçekleştirilen toplantıya çeşitli grupları temsil eden ya da bireysel olarak görüşlerini bildiren kişilerin katıldığını anımsatarak, farklı görüşler olsa da bazı konularda görüş birliği sağlandığını vurguladı.

“HUKUKİ DÜZENLEMELER TEKNOLOJİK GELİŞMELERE AYAK UYDURABİLECEK ESNEKLİKTE OLMALI”

Üzerinde görüş birliği sağlanan konuları açıklarken, blokzincir teknolojisinin yarattığı fırsatlardan en iyi şekilde nasıl yararlanılabileceğinin daha derinlemesine değerlendirilmesi, ekosistemin bünyesinde barındırdığı riskler öne çıkarılarak sunduğu fırsatların göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizen Türün, "Kripto varlıklar alanında oluşturulacak hukuki düzenlemelerin geleceğe dönük olması ve yenilikler ile teknolojik gelişmelere ayak uydurabilecek esneklikte olması gerekmektedir" diye açıkladı.

Bu amaçla, finansal okuryazarlığın artırılması ve bu kapsamda yatırımcıların bilinçlendirilmesi ve dolayısıyla da kullanıcının korunmasına ilişkin adımlar atılmasının da önemli olduğunu vurgulayan Türün, "Kripto varlık alım satımı yapan bireysel yatırımcıların korunması önem arz etmekle birlikte söz konusu kitleyi korumak adına bireylerin mülkiyet haklarını ve finansal özgürlüklerini sınırlamayan hukuki düzenlemelerin yapılması gerekiyor" dedi.

“TÜRKİYE YERLİ VE YABANCI YATIRIMCILAR İÇİN YENİ CAZİBE MERKEZİ HALİNE GETİRİLMELİ"

Sınırlayıcı ya da vergisel olarak uygun olmayan düzenlemeler yapılmasının da kripto varlık alım satımı yapan kişileri sektörden uzaklaştırabileceğine de dikkat çeken Türün, bu yolla kayıt dışı işlemlerin ve yurt dışına para çıkışı artabileceğini vurguladı ve "Kısıtlayıcı bir mevzuat ile elde edilmeye çalışılan menfaatlerden çok daha fazlası teknolojik gelişmeleri destekleyen özgürlükçü bir mevzuat ile elde edilebilir ve dünya üzerinde örnekleri bulunmaktadır" diye ekledi.

Türün'ün verdiği bilgilere göre, kripto piyasası düzenlemelerine ilişkin ortak görüşler şöyle devam ediyor:

"Sınırlayıcı bir düzenleme yenilikçiliğin önünü kapatacak, beyin göçünü arttıracak ve hatta kendi kendine yeşeren bir ekosistemin tamamen yok olmasına sebep olabilecektir. Türkiye’nin yapacağı inovatif düzenlemeler ile kripto varlık ve blokzincir özelinde bir merkez haline getirilmesi nihai hedef olmalıdır ve bu bağlamda gerekli adımlar atılmalıdır. Yapılması gereken sadece kısıtlayıcı olmayan bir mevzuat çıkarmak değil; Türkiye’yi yerli ve yabancı yatırımcılar için yeni bir cazibe merkezi haline getirmektir."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER