© 2 Yaka Haber

Madrid Protokolü’nde üye ülke sayısı 109’a yükseldi

Tek bir marka başvurusuyla 108’den fazla ülkeye ihracatçı firmalar başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluşun girmesine imkan sağlayan Madrid Protokolü’nün zinciri genişliyor. Bu kapsamda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 28 Aralık’ta protokole dahil oldu. Böylece protokole katılan üye ülke sayısı 109’a yükseldi.

Tek bir marka başvurusuyla 108’den fazla ülkeye ihracatçı firmalar başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluşun girmesine imkan sağlayan Madrid Protokolü’nün zinciri genişliyor. Bu kapsamda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 28 Aralık’ta protokole dahil oldu. Böylece protokole katılan üye ülke sayısı 109’a yükseldi.

Türkiye’nin de taraf olduğu Madrid Protokolü marka başvurusunda birden fazla ülkeye ihracat yapan firmalara kolaylıklar sağlıyor. İhracatçı firmalar başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluş sadece Madrid Protokolü’ne başvuruda bulunarak 108’den fazla ülkede markasını tescil ettirebiliyor. Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, Madrid Protokolü’nde yer alan ülkelerin dünya ticaretinin yüzde 80’lik kısmını oluşturduğuna dikkat çekerek, “İhracat yapılan ülkelere tek tek marka başvurularında bulunmak birçok firmanın hem zaman hem de maliyet konusunda ciddi kayıplarla karşı karşıya kalmasına neden olabiliyor. Madrid sistemine dahil olan şirketler sadece tek bir marka başvurusunda bulunarak hem kendilerini korumuş olurlar hem de çalıştıkları ülkelerde marka adı nedeniyle çıkacak uyuşmazlıkların önüne geçerler” dedi.

KONSOLOSLUK ONAYLI VEKALETNAME ORTADAN KALKIYOR

Geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri’nin Madrid Protokolü’ne üye olduğunu dile getiren Akbulut, “Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ticaret hacmi 9 milyar dolara yaklaşıyor. Bölgeyle ihracat yapan birçok firmamız var. BEA’nın Madrid Protokol’üne dahil olması ihracatçılarımızın da marka başvuruları hususunda bölgede daha etkin bir şekilde ilerlemesini sağlayacak. Özellikle Madrid sistemiyle konsolosluk onaylı vekaletnameye gerek kalmadan kolay ve hızlı sözleşme yapılabilir” değerlendirmesinde bulundu. Diğer taraftan marka tescili olmadan ihracat yapılan ülkelerde birçok firmanın çeşitli sorunlar yaşadığını anlatan Akbulut, “İhracatçı firma hizmet verdiği ülkede marka tescilini almamasından dolayı bölgede çalıştığı distribütör o firmanın marka tescilini alarak şirketin ihracatını engelleyip ürünlerinin toplatılmasını sağlayabilir. Firmalarımızın bu sorunlarla karşı karşıya kalmaması adına ihracat ayağında faaliyet gösterdikleri ülkelerde marka tescillerini almaları son derece değerli” şeklinde konuştu.


 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER