© 2 Yaka Haber

Esra Ersoy’un avukatından karşı tarafa verilen takipsizliğe itiraz

Bodrum’da 13 yaşındaki D.S.B.’ye istismarda bulunduğu iddiasıyla 2 ayrı suçtan toplamda 10 yıl 1 ay hapse çarptırılan Ciciş Kardeşler’den Esra Ersoy’un avukatı Merve Uçanok, D.S.B. hakkında savcılığın verdiği takipsizlik kararına itiraz etti. İtiraz dilekçesinde D.S.B. ve ailesinin beyanlarının çelişkili olduğu, savcılığın olay yerindeki güvenlik kameralarını yeterli incelemediği öne sürüldü. Adli muayenede Ersoy’un vücudunda çeşitli ekimozlar bulunduğu ve elbisesinin yırtıldığı vurgulanan dilekçede, Ersoy’un asıl mağdur olduğu iddia edildi. Avukat Uçanok, D.S.B. hakkında verilen takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etti.

ASIL MAĞDURUN ESRA ERSOY OLDUĞU ÖNE SÜRÜLDÜ

Bodrum'da "Çocuğa cinsel istismar" ve "Konut dokunulmazlığını ihlal" suçlarından toplam 10 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılarak yakalama kararı çıkarılan Ciciş Kardeşler'den Esra Ersoy, 22 Mart 2022 tarihinde cezaevine gönderildi.

Esra Ersoy’un avukatı Merve Uçanok ise Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olayın tarafı olan 13 yaşındaki D.S.B. hakkında takipsizlik kararı verilmesine itiraz etti. Avukat Uçanok, olayın asıl mağdurunun müvekkili Esra Ersoy olduğunu öne sürerek, Ersoy’un olaydan sonra D.S.B. tarafından cinsel tacize uğradığı iddiasıyla şikayette bulunduğunu hatırlattı.

 

'CEZA ALDIĞI KOVUŞTURMA DOSYASINI DOĞRUDAN İLGİLENDİRİYOR'

Başsavcılığın bu şikayete ilişkin 1 Eylül 2021 tarihinde takipsizlik kararı verdiğini, kararın Ersoy’a tebliğ edilmediği hatırlatılan dilekçede, Ersoy’un bu nedenle takipsizlik kararına itiraz yapamadığı vurgulandı. Bodrum 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Ersoy’un hapis cezasına çarptırılmasının ardından Merve Uçanok’un vekalet aldığı belirtilen dilekçede, D.S.B. hakkında yürütülen soruşturmayla Esra Ersoy’un ceza aldığı kovuşturma dosyasının doğrudan birbirini ilgilendirmekte olduğu savunuldu.

 

'UYUŞTURUCU MADDE ETKİSİNDEYDİ'

Başsavcılığın takipsizlik gerekçesi olarak Esra Ersoy’un ilk başta D.S.B.’den şikayetçi olmamasını gösterdiği anlatılan dilekçede, Esra Ersoy’un olay sırasında uyuşturucu maddenin etkisinde olduğu ve yorgun bir halde olduğu kaydedildi. Ersoy’un olayın hemen sonrasında otelde bulunan kardeşi Ceyda Ersoy’un yanına giderek olayı kardeşine anlattığı belirtilen dilekçede, anlatım sırasında otelin telefonun çaldığı ve kendisi hakkında bir şikayet olduğunu söylendiği belirtildi.

Esra Ersoy’un ifadesinde D.S.B. hakkında şikayetçi olduğunu beyan ettiği öne sürülen dilekçede, savcılığın Esra Ersoy’un olayı sıcaklığıyla anlattığı kardeşi Ceyda Ersoy’un bilgisine başvurmadan takipsizlik kararı vermesinin ciddi bir eksiklik olduğu öne sürüldü.

 

ADLİ MUAYENE RAPORU HATIRLATILDI

Takipsizliğe itiraz dilekçesinde D.S.B.’nin ve ailesinin savcılık, hakimlik ve mahkemedeki beyanlarının çelişkili olduğu iddia edilirken, Esra Ersoy’un beyanlarında çelişki olmadığı ifade edildi. Savcılığın dosya içerisindeki kamera kayıtları ile ifadeleri karşılaştırmadığı ve Ersoy’un göğüs bölgesindeki morluklar olduğuna dair adli muayene dikkate almadığı öne sürülen itiraz dilekçesinde, savcılığın eksik değerlendirme yaptığı kaydedildi.

Esra Ersoy’un oda oda gezerek şarj cihazı aradığı ve D.S.B.’nin bulunduğu dairede yaklaşık 1 saat kaldığının güvenlik kamerası görüntülerine yansıdığı belirtilen itiraz dilekçesinde, Ersoy’un D.S.B.’nin anlatımlarından 3 katı süre dairede kaldığı öne sürüldü. Bu nedenle Ersoy’un dairede uyuduğu şeklindeki beyanını güçlendirdiği belirtilen dilekçede, Ersoy’un cinsel davranışlara maruz kaldığı savunuldu.

 

TAKİPSİZLİK KARARININ KALDIRILMASI TALEP EDİLDİ

Olayda Ersoy’un elbisesinin yırtıldığı ve adli muayenesinde vücudunda çeşitli ekimoza rastlandığı vurgulanan dilekçede, söz konusu raporların Ersoy’un anlatımlarıyla bire bir örtüştüğü belirtildi. Kamera kayıtlarının incelenmediği öne sürülen dilekçede, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın D.S.B hakkında verdiği takipsizlik kararının kaldırılması talep edildi.

 

‘DAHA DA ÖNEMLİSİ ESAS MAĞDUR MÜVEKKİLİM'

DHA’ya yazılı açıklama yapan avukat Merve Uçanok, "Öncelikle bir hukukçu olarak adli olaylara ön yargıyla yaklaşılmaması ve dosyadaki somut deliller üzerinden değerlendirme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Esra Hanım’ın başına gelen olay çok talihsiz. Dosyada çocuğun beyanı dışında hiçbir delil yok. Çocuğun beyanı kendi içinde çelişiyor, diğer beyanlarla çelişiyor, kamera kaydıyla çelişiyor. Daha da önemlisi esas mağdur müvekkilim. Müvekkilim Esra Ersoy kendi mağduriyetiyle ilgili olay günü şikayetçi olmuş. Bu şikayetle ilgili o tarihlerde takipsizlik kararı verilmiş. Ancak bu sürecin akıbeti Esra hanımla ilgili ceza veren mahkeme tarafından takip edilmemiş. Halbuki doğrudan birbirini ilgilendiren dosyalar bunlar. Ben dosyaya yaklaşık 1 buçuk ay önce vekil olarak atandıktan sonra bu detayı fark ettim. Kararı tebliğ alıp itiraz ettim. Süreci sonuna kadar da takip edeceğim. Çünkü müvekkilimizin masum olduğuna dair inancımız tam. İstinaf ve temyiz süreçlerinin de sonuna kadar takipçisiyiz" ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER