CHP'li Ramis Topal '' Patlayan dolar çiftçiyi perişan ediyor!

CHP 24. Dönem Amasya Milletvekili Ramis Topal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

Sevgili Halkım;

19 yıllık Akp iktidarında TL dolar karşısında 5 kat değer kaybetmiştir. 2002 yılında Akp iktidara geldiğinde dolar 1,67 TL, 8,40 TL seviyelerini görmüş, şuan 8 TL bandında dolaşmaktadır.

Türkiye’nin 2020 yılı toplam dış borcu 435 milyar dolardır. Bu demek ki her 1 kuruşluk kur artışı 2020 için 4,35 milyar lira kayıp demek.

Sadece 2020’de kur farkından dolayı hazinenin kaybı 631 milyar lira olmuştur. Bu fark kur artışından kaynaklı olan, ödediğimiz faiz ise cabası.

Sadece 20-22 Mart döneminde TL’nin yaşadığı değer kaybıyla cebimizden 360 milyar lira buharlaştı.

Adalet ve ekonomik istikrarın olmadığı ülkede kalkınma da olmaz.

Enflasyonla mücadelenin esası paramızın diğer paralar karşısında değer kazanmasını sağlamak, TL sirkülasyonunu artırmaktan geçmektedir.

Geçtiğimiz yıllarda yaygın olan dolarla kira döneminden sonra dolarla ödemesi yapılan garanti ücretli yap-işlet-devret projelerine geçilmiştir. Devlet bankalarından TL cinsinden borçlanarak kredi kullanan firmalar ödemelerini dolar cinsinden almaya devam etmektedir. Bunun Türkçesi yatırım yapan firma ülkeyi yönetenlere güvenmiyor demektir.

İktidara çağrımdır, yandaş müteahhitlerin cebi daha dolmadı mı? Yandaş müteahhitleri artık bırakın birazda esnafı, çiftçiyi, çalışan işçiyi düşünün.

Kur artışı sanayicilerimizi de derinden etkilemektedir. Bir çok firma hammadde tedariği gerçekleştiremiyor. Yakın zamanda hammadde tedarik edemediği için üretime ara verileceği ve işten çıkarmaların başlayacağı haberleri dillenmeye başladı. Bu hem istihdam hem de ihracatımızı baltalayacaktır.

Paranız ne kadar değerliyse ekonominiz o kadar güçlüdür, parayı da değerli kılan o ülkenin yöneticilerine, yönetim ve adalet sistemine duyulan güvenle paralellik gösterir.

Can Dündar’ın da söylediği gibi;

‘Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız insanların nasıl öldüklerine bakın’

İnsanlar çıkış yolu bulamıyor canlarına kıymayı tek çare olarak görüyorsa, aile içi şiddet ve kadın cinayetleri sürekli artıyorsa, yönetenler şiddet ve suçla mücadelede etkin yasaları devre dışı bırakarak olaylara seyirci kalıyorsa sözün bittiği yerdeyiz.